Ömer YERLİKAYA
Raif Koçarslan?
27.01.2021

Sevgili okurlar bizlik hallerimiz, küçük ÅŸehrin kendine özgü sevdası, tutkusu, adı efsanelere çıkmış yiÄŸit insanları ve doÄŸasının bitmeyen heyecanı; arzu dolu yaÅŸamlar, yeÅŸil vadisi, azgın Çoruh’u, rüzgârlı tepeleri, orman yüklü yamaçları, uÄŸultulu dereleri, köyü, yaylası, daÄŸları… Ve hemen her ÅŸeyiyle özgürlük türküsü söyleyen yürekleri kabarık insanımızın naralarıyla ÅŸenlendi her bir yanımız. YaÅŸam tutkusu küçük zindeliklerle coÅŸtu, arkasından kuzey rüzgârları gibi estikçe çoÄŸaldı. Bir tutku oldu yaÅŸamak; köknar aÄŸacında çam sakızı, deli horonda diriliÅŸ, bir boÄŸanın heybetli boynuzlarında ÅŸahlanış, bir doru atın yelelerinde özgürlük türküsü, sevgi dolu bedenlerde can suyu ve kara toprakta bir et gibi kabardı. Kabardıkça içimiz gönlümüz ÅŸenlendi. Yeni bir heves, yeni bir özlem mavi havada uçuÅŸan tombul bulutçuklar gibi sevimli halleriyle çıktı ortaya. Bu candı, bu can hepimizindi.

Tırpanlarımız ışıldadı çayırlarda, imeceler kuruldu. Közde kebaplar çevrildi.

Buz gibi sulardan içildi kana kana… Ve ömrünü doktor yüzü görmeden geçiren saÄŸlıklı ne çok insanımız vardı bizim. Edepli, ahlaklı, küçüÄŸünü koruyan, büyüÄŸünü sayan bir görülmez el gibi doÄŸasal bir dürtü kaplamıştı her bir yanımızı. Kadın olmak, ana olmak pek güzeldi. Çocuk olmak, delikanlı olmak sonra baba olmak pek güzeldi. YaÅŸamak ne güzeldi, bu ÅŸehirde yaÅŸamak ne güzeldi…

Sevgili okurlar Serhad Artvin gazetemizin bugün ki konuÄŸu; yaÅŸadığı döneminde iz bırakmış bir insan. Alçakgönüllü, kibar, naif, yüzünden gülümseme eksilmeyen bir büyüÄŸümüz. Küçük ÅŸehrin marka isimlerinden; olmazsa olmazlarımızdan… Ruhu güzel, duygu düÅŸünceleri güzel, sanatçı ruhlu zarif bir can; Herkesin sevgisini kazanmış canımız merhum Raif Koçarslan’ımız... 

Raif Koçarslan 1941 yılında Seyitler köyünde dünyaya geldi. İlkokulu bitirdi. ÇocukluÄŸu, gençliÄŸi sevgi dolu yıllarım diye söz edeceÄŸi güzellikte geçti. Fahriye hanımla evlendi beÅŸ çocuÄŸu dünyaya geldi. Farklı bir duyguyla, farklı bir sevecenlikle bakıyordu etrafına. Gönlü, gözü, ruhu duygusal zindeliklerin zenginliÄŸiyle doluydu. YüreÄŸine ısınmış sevgi tohumcuÄŸu daha çocukluÄŸundan beri güçlendi; kök yaptı filizlendi. Her ÅŸeye iyi bir yanından bakmayı öÄŸrenecek ve her ÅŸeyi farklı biçimde sevebilecekti.

İşlemediÄŸi bir suçtan dolayı ne yazık ki uzun bir süre içeride kaldı. Dokuz yıl sonra çıktığında mahkûm kadrosuyla köy hizmetlerine girdi. MüziÄŸe karşı, yöresel türkülerimize, oyun havalarımıza karşı özel bir ilgisi vardı. Akordeonuyla onun kadar bütünleÅŸebilen birisi belki de hiç gelmeyecek. İşin en ilginç yanıysa akordeonu usta çırak iliÅŸkisi için de deÄŸil doÄŸal yeteneÄŸiyle çok kısa sürede kendiliÄŸinden öÄŸrenmiÅŸ, enteresan denecek müzik kulağı sayesin de yöre repertuarını adeta içine kazımış birisiydi. Sesi yanıktı, içten, sıcak, cezbeden ve özgüven dürtüsüyle çalıp okuduÄŸu mahalli türkülere daha zengin daha çeÅŸnili ezgiler katıyor okuduÄŸu türküye adeta bambaÅŸka bir tat veriyordu.

Olgunluk dönemlerin de tam bir usta olarak düÄŸünlerin, eÄŸlencelerin, etkinliklerin vazgeçilmezi haline geldi. TURHOY ekibiyle festivallere, etkinliklere katıldı. Akordeonuna her dokunduÄŸunda bir ürperti içinde büyüyor; birden bir duygu adamına bürünüyor, ruhen sanatçı kiÅŸiliÄŸini fazlasıyla gösteriyordu. O denli baÅŸarılıydı ki mahalli bir sanatçı olmanın ötesine taÅŸmış akademik kurumlarca sanatı ve kiÅŸiliÄŸi tez çalışmalarına konu edilmiÅŸti. Bir sanatçının güzelliÄŸini ve ruh halini yansıtan çok özel bir isimdi. EÅŸi dostu, arkadaÅŸları tarafından çok sevildi. Onsuz sohbet, onsuz bir araya gelmeler hep hüzünlü kaldı, bir yanı hep eksik kaldı. Dili tatlıydı, sohbeti hoÅŸtu. Kimseyi kırmadı, incitmedi. İçinde yeÅŸerttiÄŸi sevgisi en büyük zenginliÄŸi oldu.

Artvin sevdasıyla büyüdü, ömrünü bu ÅŸehre adadı, sanatıyla, ezgisiyle, akordeonuyla deli Çoruh’a, uÄŸultulu tepelere, düz horonlara, deli horonlara yarenlik etti. O yanık sesinden türküler okudu. Adı ustaydı, akordeonla anılan bir büyük usta. O sihirli aletin tuÅŸlarına ne zaman dokunsa içinde ki bir çocuÄŸa özgü neÅŸesi, sevinci, hüznü hiç eksilmiyordu. O doÄŸuÅŸtan gelen bir yeteneÄŸe sahipti. Pek çok insanla yarenlik etti, pek çok insanın mutluluÄŸuna, hüznüne eÅŸlik etti. Ve çok sevildi. Biz hepimiz onu çok sevdik. Åžehir kültürüne önemli katkılar sundu. Tarzıyla genç akordeoncularımıza rol model oldu. Yeri doldurulamayacak deÄŸerlerimizden birisiydi. Duygu adamıydı, gönül gözleri belki bu âlemin küçük ÅŸeylerden mutlu olmanın sırrını çözmeye yetiyor ve belki farklı bir biçim de mutlu olmanın yolunu bizlere göstermeye çalışıyordu. Ruhu güzel insan ancak sanatçı insan olabilecekti…

Ve küçük ÅŸehirden bir Raif Koçarslan geldi, arkasında güzellikler bırakarak göçüp gitti.

Raif Koçarslan’a Yüce Allahtan rahmet diliyoruz. Nur içinde uyusun makamı cennet olsun. Sokak manzaraları isimli köÅŸemizden ailesine ve tüm sevenlerine buradan kucak dolusu selamlar gönderiyoruz.

                                                                                                                                                             Sevgiyle kalın.

 


Bu makale 1158 kez okundu.

Yazarın Diğer Yazıları
Serhad Artvin Gazetesi © 2012 Tüm Hakları Saklıdır.
İnönü Caddesi. Karahan İşhanı No:16/A - ARTVİN -- Tel :0(466) 212 11 29 - Faks: 0(466) 212 38 84 - E-Posta: osengun{at}hotmail.com