“Artvin´a Degma Ceynem Olda Get”

2013-06-07 08:31:29

 “Artvin´a degma ceynem olda get”

“Madene Hayır”  İçin Bu Kez Taksimde Sokaklarında Yankılandı

Artvin Çevre Platformu, Artvin´de maden çıkarılmasına karşı açıklama yaptı, "Artvin´deki maden kapatılmalıdır" dedi.

Artvin Çevre Platformu, Artvin´deki "Maden ocaklarına hayır" demek ve Taksim Gezi Parkı direnişine destek olmak için dün Taksim Tramvay durağında basın açıklaması yaptı. "Artvin´a da Taksim´e da degma Ceynem olda get" pankartı ve "Artvin´de maden katliamdır", "Altınsız olur Artvin´siz olmaz", "Artvin´de maden Gezi Parkı´nda AVM istemiyoruz" dövizlerini taşıyan eylemciler adına açıklamayı Emrah Altınkulaç okudu.

Açıklamada öncelikle direnişi selamlayan Artvin Çevre Platformu,  "Bugün Gezi Parkı’nda yapılacak AVM’ye itirazımız, ülkemizin her köşesinin yağmalanmasına itirazımızdır," dedi. Doğa talanında en büyük zararı gören şehirlerden birinin Artvin olduğunu hatırlatan Platform üyeleri,  Çoruh´taki talana ve derelere yapılmak istenen HES´lere karşı verdikleri çevre mücadelesi deneyimlerini aktardıkları açıklamalarında, "Bizi Polis ve Kepçelerle ablukaya alacaksınız, yurdumuzun her köşesine sermayenin dozerlerini salacaksınız,  sonra da bunlar elleri kolları bağlı durmuyor diye öldürmek için saldıracaksınız, sonra da özür dilemekle mesele kapanmış olacak; yağma yok" dediler.

Artvin Çevre Platformu, Artvin´deki "Maden ocaklarına hayır" demek ve Taksim direnişine destek olmak için Taksim Tramvay durağında basın açıklaması yaptı. "Artvin´a da Taksim´e da degma Ceynem olda get" pankartı ve "Artvin´de maden katliamdır", "Altınsız olur Artvin´siz olmaz", "Artvin´de maden Gezi Parkı´nda AVM istemiyoruz" dövizlerinin taşındığı eylemciler. Emrah Altınkulaç´un okuduğu basın açıklamasının ardından taksim gezi parkına yürüyüp gezi parkı direnişine destek verdiler.

İşte o açıklama: Öncelikle Gezi Parkı’nın direnişini başlatan ve onu yücelten, büyüten ve halen sokaklarda, meydanlarda, barikatlarda onurun savaşını veren güzel yürekli insanlara selam ediyoruz!

Selam olsun: “Düzen itaat gerektirir.” diyen milletvekiline: “Sen zaten kölesin ama biz olmayacağız” diye cevap veren milyonlara!

Selam olsun: “Birileri Gezi Parkı’na çıkmış, oradaki ağaçları kestirmeyecekmiş, BİZ KARAR VERDİK, ORADA TOPÇU KIŞLASI’NI YAPACAĞIZ.” diyen başbakana demokrasiyi hatırlatanlara!

Selam olsun “ARTIK YETER!” diye doğrulanlara! Selam olsun yaşamın savunucularına, selam olsun HES’lere, nükleer enerjiye, madene, yalana, talana, ranta, insaniyetsizliğe, vicdansızlığa karşı derelerimiz gibi çığlık olup akanlara!

Dostlar, yolumuz aydınlık, yolumuz umutludur. Direniş halkın diline indi, uyanış başladı, artık korkma sırası bu ülkeyi sözde demokrasiyle yönetenlerdedir. Farkındalar, ayaklarının altından yerin kaydığını hissediyorlar ve tedirginler, bunu görüyoruz.

Yıllardır “bunlar çapulcudur, eşkiyadır, ayyaştır” diye güya bizleri tanımazlıktan geliyorlar. Bırakın onlar bizleri sınıflayadursunlar, Taksim direnişi tarihe altın harflerle yazıldı, yok edildiğinden endişe ettiğimiz “o büyük insanlığımız” yeniden ayağa kalktı. Etrafınıza bir bakın, bu ülkenin tüm renkleri şu an bu meydanda çevrenizdedir! Onların karalamaya çalışmaları kendi vicdanlarının karasıdır. Taksim’in, Alsancak’ın, Kızılay’ın, Hatay’ın, Antalya’nın, Gazi’nin, Armutlu’nun, Dersim’in ve adını sayamadığız nice meydanın baharın tüm renklerinde açtığını inkar etme çabaları boşunadır. Onların bu çabaları bize yol olup bizleri birleştiriyor halayla, horonla, zeybekle, seymenle. Bizler yaptıklarımızla kim olduğumuzu anlatıyoruz dünyaya, zamana ve insan olduğumuz için, köle olmamak için buradayız diyoruz. “İnsan onuruna” sahip çıkmak için buradayız. Dostlar bu büyük uyanışta gün ülkeyi pazarlayanlara, sermayeye peşkeş çekenlere hep birlikte dur deme günümüzdür. Bugün Gezi Parkı’nda yapılacak AVM’ye itirazımız, ülkemizin her köşesinin yağmalanmasına itirazımızdır.

Dostlar biz İstanbul Artvin Çevre Platformu ve Karadeniz’in isyankar çocukları olarak, Loç’tan Yeşilırmak’a, Solaklı’dan Munzur’a, Ergene’den Gerze’ye, Bartın’dan Fırtına’ya kadar, yıllardır tüm yağma projelerine, suyun, toprağın, havanın ve yaşam alanlarımızın ticarileştirilmesine karşı yaşamı savunan dostlarımızla buradaydık, burada olmaya devam edeceğiz. Gezi Parkı direnişçilerinin sesine ses, çığlığına çığlık olacağız çünkü bizim de derdimiz birdir ve büyüktür. Bizler Artvin’de yaklaşık 20 yıldır maden belasıyla savaşıyoruz. Bakın, biz neyin mücadelesini veriyoruz, neden Artvin’de madene hayır, diyoruz?

Doğa talanında en büyük zararı gören şehirlerden biri Artvin. Dünyanın en hızlı debisine sahip nehirlerden biri olan Çoruh: “Çoruh artık istediği gibi değil, bizim istediğimiz gibi akacak.” diyen zihniyetin ettikleriyle artık yok olmuş durumda. Ülkenin enerji açığı öne sürülerek üzerinde çeşitli barajlar yapıldı, yapılmaya devam ediyor. Coşkun Çoruh yok edildi. Çoruh’umuzu almış olmaları yetmedi bu defa derelerimize göz diktiler, sularımızı kapmak için HES projeleriyle geldiler, mücadele ettik etmeye devam ediyoruz. Yapımını iptal ettirdiğimiz HES’ler var. HES’ler yetmedi, ülkeyi yönetenler bu defa gözlerini Artvin’in yer altına dikti. Maden Artvin’in yok oluş fermanıdır. Nasıl mı?

Madenin taşınması için kilometrelerce yol yapılacak, doğal alanlar şantiyeye dönüşecek. Biz şantiyede değil yeşilde yaşamak istiyoruz.

Şehrimizi gelip görenleriniz vardır, bir dağın yamacına kurulu ve sürekli heyelan tehlikesi altında. Maden çıkarılan bölge ise bahsettiğimiz dağın dorukları. Maden bölgesinde yapılacak olan dinamit çalışmaları heyelan ve toprak kaymalarına neden olacak, Artvinli her dakika toprak altında kalma korkusu ile yaşayacak. Biz her dakika ölümü beklemek istemiyoruz.

Artvin yaylacılık kültürünün yaşatıldığı önemli şehirlerden biri ve Kafkasör Yaylası’yla orada yapılan Kafkasör Festivali ile nam salmış bir şehir. Kültürümüz hafızamız, yok olacak. Biz kültürsüz, hafızasız bir toplumun köle olacağını ve sonunda topyekun yok olacağını biliyoruz, biz doğamızla kültürümüzle var olmak istiyoruz.

Maden çıkarılacak bölge şehrin su kaynaklarının çıkarıldığı bölge. Maden çalışmaları sonrası sularımız kirlenecek, bunun örneklerini maalesef Kütahya’da Kaz Dağları’nda yaşadık. Biz sularımızın temiz kalmasını istiyoruz. Özetle şehrimizi yok etmek istiyorlar ama biz izin vermeyeceğiz!

Dünyadaki madencilik faaliyetlerini düşünürsek yemyeşil bir coğrafyada maden çıkarmanın ne gibi sonuçlar ortaya çıkacağı ortadadır. Daha da üzüntü verici olan yöneticilerin insana bakış açılarıdır. Enerji Bakanı Artvin madeni ile ilgili bir olarak: ”Biz bölgenin yeraltı ve yer üstü kaynaklarına bakar, hangisi ağır basıyorsa ona göre tercihimizi yaparız” dedi. Biz yerin üstünde yaşayan tüm canlılarla beraber yeterince kıymetli bulunmadık ki tercihlerini madenden yana yaptılar. Ama biz Artvinliler olarak Artvin’de yeşilimizle yeşile sahip çıkarak yaşamak istiyoruz, sırf kendimiz için değil bütün dünya, insanlık için. Çünkü madenin çıkarılacağı bölge dünyanın 25 sıcak bölgesinden biri ve hemen yanı milli parktır: Hatila Vadisi Milli Parkı. Sahip olduğu 1400 adet bitki çeşitliliğiyle dünyanın önemli biyosfer merkezlerinden biri. Bu bölgenin yeşil kalması hepimiz için önemli sesimize ses verin, Gezi Parkı’nı da, Artvin’i de ve sermayenin tehdidi altındaki tüm topraklarımızı da hep birlikte kurtaracağız!

Artvin halkı 1990’lı yılların başından beri bu kararlı mücadelesi ile 2 maden şirketi ve pek çok mahkeme kararları eskitti. İlk ruhsat sahibi olan Cominco Madencilik, tepkilere direnemeyeceğini anlayınca ruhsatını İnmet Mining’e satarak Artvin’i terk etti. 2009 yılında Artvinlilerin davası kazanma yoluna girince İnmet Mining şirketi de Artvin’i terk etti. Bu dünyada bir maden tekelinin bir madeni terk ettiği ilk ve tek örnektir. Ancak ilgili bakanlık kesinleşmiş mahkeme kararlarını hiçe sayarak 2012’de bu kez Özaltın grubuna maden ruhsatı verdi ve bir kez daha karşısında Artvin halkının direnişini buldu. Ruhsatın iptali için açılan davaya 258 kurum ve kişi bizzat taraf oldu. Ama 2009 yılında ruhsatı iptal eden mahkeme bu kez sermayeye boyun eğdi. Bundan dolayı Artvin isyandadır. Geçtiğimiz 6 Nisan günü Artvin tarihinin en büyük, en coşkulu mitinglerinden birini yaptı. O günden beri de Maden şirketinin önünde nöbet tutuyor. Öğretmenlerimizi sürdüler, baskılar, tehditler artıkça kararlılığımız bileniyor.

Onun için bugün bir kez daha Taksim’den sesleniyoruz: Bizi Polis ve Kepçelerle ablukaya alacaksınız, yurdumuzun her köşesine sermayenin dozerlerini salacaksınız, sonra da bunlar elleri kolları bağlı durmuyor diye öldürmek için saldıracaksınız, sonra da ÖZÜR dilemekle mesele kapanmış olacak; YAĞMA YOK!

Biliyoruz ki asıl mesele kepçelerin arkasındadır. Tüm şehirlerimizde ve Anadolu’nun her köşesinde bütün kepçeler Tayyip Erdoğan için kazıyor, onun taşeronluğunu yaptığı sermaye için kazıyor! Önceki gün sokaklarda direnenlere hükümetin cevabı, 2010 yılından beri mücadele ettiğimiz ve ülkemizin tüm korunan alanlarını yağmaya açacak olan sözde Tabiatı ve Biyoçeşitliliği Koruma Kanunu’nu tekrar meclis gündemine getirmek oldu. Dün kanunu tekrar geri çektiktiler. Tabiatımızı pazarlık aracı olarak görenlere YAĞMA YOK! BARAJLAR, HES’LER, MADENLER, TERMİK SANTRALLER, NÜKLEER SANTRALLER, KENTSEL NUMARASIYLA RANTSAL DÖNÜŞEN MAHALLELER, AVM’YE, OTELE KURBAN EDİLEN KAMUSAL ALANLAR… KEPÇELİ FAŞİZM BU İKTİDARIN TEK İMALATI OLAN SİSTEMDİR.

KÜRESEL SERMAYEYE BU BAŞBAKANLA İSTİKRAR SÖZÜ VERENLER KUSURA BAKMASIN. ASLOLAN ŞİMDİ BU ÜLKENİN KÜRESEL ŞİRKETLERİN DÜMEN SUYUNA DEĞİL, KENDİ GELECEĞİNE SAHİP ÇIKMASIDIR. BU OLMADIKÇA, BİZ BİTTİ DEMEDEN BU KAVGA BİTMEZ! ARTVİN’DE MADENE HAYIR! KURTULUŞ YOK TEK BAŞINA YA HEP BERABER, YA HEP BERABER!”ifadelerine yer verildi.


Serhad Artvin Gazetesi © 2012 Tüm Hakları Saklıdır.
İnönü Caddesi. Karahan İşhanı No:16/A - ARTVİN -- Tel :0(466) 212 11 29 - Faks: 0(466) 212 38 84 - E-Posta: osengun{at}hotmail.com