Ömer YERLİKAYA
Gittim, gezdim, gördüm?
22.08.2014

 

Gittim, gezdim, gördüm…

Efendim ülkemizin farklı yerlerinde farklı yaÅŸamların yaÅŸandığından söz etmemin dayanağı var. Ä°sterseniz önce Ä°zmir’den söz edelim.  Ä°zmir insanı hayatı ve yaÅŸamayı daha iyi biliyor. YaÅŸama sevinçleri en üst düzeyde. Bir ÅŸeyin asaplarını bozmasına izin vermiyorlar. Her anı deÄŸerlendirmeyi, günlerini gün etmenin hesaplarını yapıyorlar. Denizi ve güneÅŸi bu denli seven bu ikiliyle çok sık birlikte olan baÅŸkalarını nadir bulursunuz. Sınırsız gamsız demeyelim ama dünyayı yaksanız, bir demet ot sıkıntısı sokarsınız içlerine. Ä°nsan bazen gıpta da etmiyor deÄŸil. Sanki dünyanın yükünü birileri çekiyor, birileri de yan gelip yaÅŸamın tadını çıkarıyor. Ä°zmir insanının farklı bir yanı daha var. Kent olgusu insanları farklı bir alana sürüklemiÅŸ; daha sıcakkanlı, sevecen, kibar ve daha özgüven içindeler. Birlikte olma, karar verme, birlikte hareket etme güdüsü üst seviyede. Davranış biçimleri çok iyi, dilleri çok düzgün ve iliÅŸkilerinde Avrupai bir hava sezinleniyor…  Ama bu denli vurdumduymazlıkları insanı dehÅŸete düÅŸürüyor. Bütün iksir yaÅŸamak ve eÄŸlenmekte saklı deÄŸil ki… Onlar böyle düÅŸünüyor.

Dönelim Ä°stanbul’a… Bu ÅŸehir bütün Anadolu’yu sırtına almış gibi ağır bir yükün altında her geçen gün daha çok eziliyor. Göç karmaÅŸası ÅŸehrin siluetini çoktan deÄŸiÅŸtirmiÅŸ. Gelen insanlar bu ÅŸehrin kültürüne uyma düÅŸüncesinden çok kendi kültürlerini sürdürmeyi yeÄŸlemiÅŸler. Ortaya her taraftan karışık ama hiç hoÅŸ olmayan bir doku çıkıvermiÅŸ. Dil bozulmuÅŸ, ahenk bozulmuÅŸ, varoÅŸlarda sokak aÄŸzı yükselmiÅŸ, bütün ÅŸehri kuÅŸatmış. Günlerce kaldım, çeÅŸitli semtler gezdim, o güzelim ÅŸehrin ÅŸivesini konuÅŸan kimsecikler kalmamış. Åžehre yığılan yeni harmanlama ÅŸehri gereÄŸinden çok bozmuÅŸ. Koca ÅŸehirde itimatsızlık, güvensizlik, bencillik, nefret suçu kol geziyor. Bütün iliÅŸkiler para uÄŸruna kurulmuÅŸ, gerisi teferruat durumuna gelmiÅŸ. Belediyelerin iftar sofrasına yapılan hücumu görseniz ÅŸaşırırsınız. Aldısı, kaçtısı, kapkaççısı, hırsızı, sarhoÅŸu, tozcusu, tinercisi, kabadayısı, tutanı, tutmayanı hep oradalar… Gençler çeteler oluÅŸturmuÅŸ, sokak kavgalarından geçilmiyor. GidiÅŸat hoÅŸuma gitmedi.

Kocaeli’nden söz edelim; Bu ÅŸehir Anadolu ile Ä°stanbul arasında önemli bir köprü görevi görüyor. Anadolu’dan kopuÅŸların ilk durağı haline gelmiÅŸ. Her türden her yerden insan mekân kurmuÅŸ. Çingenesi, romanı, lazı, gürcüsü, tatarı, manavı, çerkezi, yörüÄŸü ÅŸehre yayılmış. Burada da kültür erozyonu yaÅŸanıyor. Herkes dediÄŸim dedikte diretiyor. Özellikle kadınlara yönelik ÅŸiddetin çok yoÄŸun olduÄŸu kentlerimizden birisi burası...

EskiÅŸehir; Kendini çoktan aÅŸmış bir ÅŸehir. Kent olgusunun yoÄŸun yaÅŸandığı illerden birisi… Kentsel dönüÅŸüm bu ilde dörtnala at koÅŸturuyor. Yüksek katlardan bir milyonu geçen rezidanslar anında müÅŸteri buluyor. Åžehrin tek katlı bahçeli ev mimarisi yok oluyor. Yerini yüksek katlı beton yığınlarına bırakıyor. Halk pazarları sorunlu, ne alırsanız alınız eve geldiÄŸinizde birkaç tanesi çürük çıkıyor. Pazarda seçme hakkınız hiç yok. Göç almış, farklılıkların yaÅŸandığı bir ÅŸehir…

Sinop, KırÅŸehir, NevÅŸehir, Kastamonu, Kütahya, Bilecik, Afyon, Konya ve benzeri yerler. Hala büyük ÅŸehir havasına ulaÅŸamamış. Küçük, yerel kendi baÅŸlarına kalmışlar. Ama daha rahat daha sakin ÅŸehirler olarak kalmış. Sokaklar daha güvenli, asayiÅŸ daha berkemal… Hala yeÅŸillikler içinde. Bir parça uzaklaşılınca köy havası hala insanın içine siniyor. Buralarda hala hayat var…

Neresi olursa olsun fark etmiyor, aynı anlayış hep sürüp gidiyor.

Zengini zengin gibi yaşıyor, fakiri kıvranıyor. Kimsenin kimseye baktığı, kimsenin kimseye el attığı filan yok. BeleÅŸçiler çoÄŸalmış. Bir bardak çay için bile olmadık yalakalıklar yapılıyor. Ticari ahlakımız yerlere inmiÅŸ. Herkes herkese kazık atmanın hesabı içinde... Etiketler sürekli el deÄŸiÅŸtiriyor. Fırsatı düÅŸkünü olduÄŸumuz her geçen gün daha belirginleÅŸiyor. El açıp dilenenlerden geçilmiyor. Birisini tersleyin para vermeyin, zılgıtı yersiniz. Birde ayakçılardan takipçileri var. Sorun çıkaranı bir tarafa yığıveriyorlar. Paran varsa vereceksin yoksa sesini çıkarmayacaksın. Bu ülkenin zengini de çok fakir fukarası da çok. Özürlü maaşı ile geçinip de birbirlerini yiyenlerde çok. Yok, bu ay sen aldın gelecek ay benim diye birbirini yiyen konuÅŸmayan sözde aklıselim olan kardeÅŸler gördüm. Siyaseti ülke yararı için deÄŸil de beklentileri için yapanlar daha önde gidiyor. BaÅŸbakandan beklentileri olanın sayıları her geçen gün artıyor. Hükümete oy vermenin ibadet olduÄŸunu söyleyenleri duydum. Ve daha pek çok ÅŸeyler duydum…          

                                                                                                          Sevgi ile kalın.


Bu makale 344 kez okundu.

Yazarın Diğer Yazıları
Serhad Artvin Gazetesi © 2012 Tüm Hakları Saklıdır.
İnönü Caddesi. Karahan İşhanı No:16/A - ARTVİN -- Tel :0(466) 212 11 29 - Faks: 0(466) 212 38 84 - E-Posta: osengun{at}hotmail.com