Biraz içeriden, biraz dışarıdan…

Siyasiler çözüm sürecinin üzerine titrerken sık aralıklarla yapılan seçim süreçlerini iyi deÄŸerlendiren güney doÄŸu bölge halkı, kendini ağırdan satmasını çok iyi bildi. Ä°yi stratejiler kullandı, sandığa gidilmeden siyasetçilerin elini ayağını baÄŸladı. Ortada sandık olunca da her olumsuzluÄŸun üzerine bir o kadar ÅŸirinlikle gidildi. Özerlik verilecek yok verilmeyecek tartışılırken, Kürtler bölgesel meclisten yana olduklarını Selahattin DemirtaÅŸ’ın ifadesi ile net bir biçimde ortaya koydular.

Aman efendim! Bölgesel mecliste ne demek oluyor?

Ülkemizde 36 etnik grup yaşıyor. Her guruba özerklik, eÄŸitim sistemi, vergi sistemi, bütçe, bölgesel meclis mi oluÅŸturacağız? Bunun mümkünü yoktur, deniyor. Ülkemizde bu kadar sayıda etnik gurup olabilir ama bu güne deÄŸin sesini çıkaran bir takım haklar isteyen Kürtler ile aleviler oldu. DiÄŸer etnik gurupların böyle bir hak talebi içinde olduÄŸu düÅŸünülmüyor bile. O zaman bizim uÄŸraÅŸmamız gereken iki etnik gurubumuz var, Ä°kisinin de neler istediÄŸini sağır sultanlar bile duydu.

Ya vereceksiniz ya vermeyeceksiniz.

Net bir tavır var mı yok. Ne ÅŸiÅŸ yansın, ne kebapla sandık zamanları bir bir savuÅŸturuluyor.  Böylesi günü kurtaran yaptırımlarla ülkesel ahengi tesis etmenin mümkün görünmediÄŸi de ortadadır. Esasen etnik sorunların çözüm yeri meclis olmalıdır. Bu konuda meclis çatısı altında ortak bir karar alınması ise mümkün gözükmüyor. Zira mecliste herkes bir tarafın içinde yerini almış. Ä°ki çizginin tek doÄŸrusu olsa da bunu kimse umursamıyor. Hükümet ayrı çekiyor, Muhalefet ayrı çekiyor. Ya da cumhuriyet tarihinde muhalefetten seçilmiÅŸ bir meclis baÅŸkanına ÅŸahit oldunuz mu? Ve ya partisi tarafından seçilen meclis baÅŸkanı hiç demiÅŸ midir ki; Her ÅŸey bir yere kadar doÄŸruya doÄŸru, muhalefet haklıdır hükümet haksızdır!

Bizim kısıtlı demokrasi anlayışımızda bunlar asla yaÅŸanmayacaktır. Temel sorunlarımızı çözmek için de birlikte tartışıp kararlar alamadıkça asla kalıcı çözümler üretilemeyecektir.

                Ve gelinen noktada AB ile karşılıklı restleÅŸmeler yaşıyoruz. Bizim akla ihtiyacımız yok, herkes kendi iÅŸine baksın durumundayız. Oysa ne büyük heveslerle sorumlu bakanlık oluÅŸturmuÅŸ yasalarımızı AB standartlarına getirmek için ne mesailer yapmıştık. Sonuç koca bir hüsran… KeÅŸke en başından bu birlik için bu denli istekli olduÄŸumuzu hiç göstermeseydik. BirliÄŸe girmek için elli yıldır kürek çekiyoruz, ne kadar mesafe kat ettiysek de bir ülkenin bir lideri çıkıyor ortaya, Sarkozy gibi Merkel gibi bir fırtına estiriyor daha gerilere düÅŸüyoruz. Demek ki aramızdaki bu hikâye sürüp gidecek. Biz kürek çekeceÄŸiz, dalgalar bize doÄŸru esecek, bizi yeniden gerilere itecek.

                Efendim petrol fiyatları düÅŸtü diye sevinirken petrolün yerini dolar aldı.  

Doların yükseliÅŸi durdurulamıyor. Bu ÅŸu anlama geliyor; Amerika parasının deÄŸer kazanması ile oturduÄŸu yerde milyarları cebe indirirken, diÄŸerleri durduk yerde, almadan satmadan dolar yükseliyor diye borçlarına borç katıyorlar. Peki, dünyanın baÅŸka ülkelerinin parası niye dolar gibi ortaya çıkıp piyasaları kasıp kavurmuyor? Galiba bunun en tatminkâr cevabı Amerikalılarda saklı duruyor. Zaten dünyada senyoraj gelirini kullanan tek ülkede kendileridir. Dünyada hükümranlık haklarını güdende kendileri olmuÅŸtur. Kimsenin bu hakkı kullanmaya gücü yoktur!

                Bazı ÅŸeyler isteÄŸinizin dışında geliÅŸir.  

Bir ÅŸey yapamıyorsanız, o ortama uymak durumundasınız. Karşı çıkarsanız da daha çok zarar görürsünüz. Åžu sert sirkenin küpüne zarar verdiÄŸi bir durum çıkar ortaya. Karşı çıkmadıkça da tepeden tırnaÄŸa budanıp sömürüldüÄŸünüz gerçeÄŸini görürsünüz. Bu durum insanın yaÅŸamında sıkça ortaya çıkan bir ikilemdir. Ä°nsanın bu ikilemi yaÅŸaması gibi ülkelerde zaman zaman aynı ikilem içinde boÄŸuÅŸur dururlar. Rusya’nın Ukrayna sevdası ve abartısı batıya karşı bu ikilemi yaÅŸamasına sebebiyet vermiÅŸtir. Petrolde kotaların kaldırılması, fiyatların dip yapması ve en kötüsü de -onlar için- rakibinin parasının deÄŸer kazanması kendisi için milyarlarca ruble zarar anlamına geliyordu.

                                                                                                                            Sevgi ile kalın.

Bu makale 270 kez okundu.