

İşte Gürcü Hüseyin…
BileÄŸi bükülmemiÅŸ bir efsane. Bu toprakların yetiÅŸtirdiÄŸi en babayiÄŸit insan... Mertlikte, fakir fukarayı koruyup kollamakta, gariban insanlara sahip çıkmada kimse onun önüne geçememiÅŸ. Mamazimda da büyümüÅŸ. Annesi Siriyalı. 1.92 boyunda 105 kilo ağırlığında. Uzun kollu, kaslı, geniÅŸ omuzlu, atletik bir yapıya sahip. Mavi küçük gözleri çakmak çakmak… Gür saçlı, geniÅŸ bir alın, yuvarlak ve gösteriÅŸli yüzüne uyan bir burun. İnce ağız, öne çıkmayan bıyıklar. Kendini iyi yetiÅŸtirmiÅŸ, sosyal bir insan. Åžoförler cemiyetini kurmuÅŸ, boÄŸa güreÅŸlerinin hakemi olmuÅŸ. Bakımlı bir insan, giyimi ile kıyafeti ile YeÅŸilçam artistlerine bile taÅŸ çıkartacak bir yakışıklılığı var. Haksızlıklara tahammül etmeyen, durulmayan, zapt edilemeyen bir yiÄŸit adam... Kavgaları ile efsane olmuÅŸ. Tek başına üç kiÅŸi ile beÅŸ kiÅŸi ile olmadı yedi kiÅŸi ile vuruÅŸmuÅŸ. Onu kimse yere indirememiÅŸ. Kaslı kolları acı bir kuvveti varmış. Onun olduÄŸu yerde edep konuÅŸurmuÅŸ. O doÄŸuÅŸtan lider ruhlu doÄŸmuÅŸ. Durulunca durulur, o yürüyünce yürünürmüÅŸ. KonuÅŸunca da herkes susar onu dinlermiÅŸ. Haksızlığın olduÄŸu yerde boy gösterir, yetimin, garibanın malına göz dikenin gözünü oyarmış. AskerliÄŸini Erzurum da yapmış. ÅžoförlüÄŸü de askerde öÄŸrenmiÅŸ. Ordunun düzenlediÄŸi güreÅŸ müsabakalarına katılmış. Acı kuvveti ile birinci olmuÅŸ. Gürcü Hüseyin Askerlik sonrası gurbete çıkmış. Önce Erzurum’da arkasından Rize, Trabzon, Samsun, Kars, Ardahan, AÄŸrı, Diyarbakır, Elazığ, Malatya, MuÅŸ, Van, Urfa ve civar illerde namı almış yürümüÅŸ. Onu gören ayaÄŸa kalkmış. En namlı kabadayılar önünde ÅŸapka çıkarmış. Yeni çıkan Desoto kamyon almış, önüne Fedai yazdırmış. Kamyonu görmek için insanlar korzula gelirmiÅŸ.1960’lı yılların zorlu insanı oymuÅŸ. Sol kolu çelikten bir mengene gibi güçlüymüÅŸ. Parmakları ile kamyonun bijonlarını gevÅŸetecek bir güce sahipmiÅŸ. Gürcü’den sol yumruk alan birisi bir daha kavgaya tövbe edermiÅŸ. GerektiÄŸinde tek başına meyhane basar içeridekilerini çil yavrusu gibi dağıtırmış. Bir gün Erzurum da iÅŸler ters gitmiÅŸ ortam gerilmiÅŸ, kendini büyük bir kavganın içinde bulmuÅŸ. Sırtını saÄŸlam yere dayamış. Önden gelen darbelere karşılık vermekte hiç zorlanmıyormuÅŸ. Gürcü Hüseyin o kavgada on civarında adamı yere indirmiÅŸ. İçlerinde bir delikanlı varmış. Belki ona yüz yumruk sallamış ama hiç birinde isabet ettirememiÅŸ. Delikanlıdan yumrukta almamış ama o istediÄŸi okkalı yumruÄŸunu bir türlü vuramamış. Bu olay bütün ömründe başına ilk kez gelmiÅŸ. Yere düÅŸüp kendine gelenler kalkıp kaçıyormuÅŸ. Gürcü Hüseyin o delikanlıya yumruk sallamaktan yorulmuÅŸ. Ömrümde sen bir ilksin demiÅŸ. Delikanlıyı alnından öpmüÅŸ. Aralarında abi kardeÅŸi aratmayan uzun bir dostluk baÅŸlamış. Gürcüye, kavgada ne zaman sıkıştın diye sorsalarmış; O çocuÄŸu iÅŸaret eder galiba o efsunluydu, ona bir yumruk bile vuramadım, diye espri yaparmış.
Yöre itibariyle Artvinlilerden Gürcü diye söz edilirmiÅŸ. Gürcünün yaÅŸamında Gürcü Hüseyinin gürcü eklemesi de buradan geliyormuÅŸ. İnsanlar bu ismi sevmiÅŸler, onu böyle çağırmışlar. Gürcü Hüseyinin karakterinde Çoruhun hırçın yapısı ve bölgenin sert iklimi etkisini göstermiÅŸ. Yoksul insanların içinde yoksul büyüdüÄŸü için de yürekli, mert, acıya dayanıklı birisi olup çıkmış. Birde Yüce Allahın pek az kuluna nasip ettiÄŸi cesaretten oda payına düÅŸeni almış. Gürcü hayatında korku ile hiç tanışmamış. En büyük kavgalarını Erzurum da yapmış. Erzurum da bu günkü Gürcü kapı denilen yerde bir lokantada yemek yiyormuÅŸ. Bir süre sonra aynı mekânda üç kiÅŸi gariban birisini evire çevire dövmeye baÅŸlamışlar. Gürcü Hüseyin dayanamamış müdahale etmiÅŸ. Adamlar bu kez Gürcüye saldırmışlar. Üçü de dayak yemiÅŸ. Canlarını dışarıya zor atmışlar. Lokanta sahibi Gürcüye uzaklaÅŸmasını salık vermiÅŸ. Gürcü oralı bile olmamış. Ama yirmi dakika geçmeden en az on kiÅŸi ile gelip lokantayı basmışlar. Gürcü Hüseyin korku bir yana ÅŸenlik baÅŸlıyor diye keyiflenmiÅŸ bile. Masasından kalkmış sırtını saÄŸlama almış. Adamlar saldırmaya baÅŸlamış. Gürcü Hüseyin oldukça sakin, Yumruklarını ne zaman, nasıl kullanacağını çok iyi biliyor. Her solunu çaktığında birisi havada uçuyormuÅŸ. Çok yakınına geldiklerinde de yakasından tuttuÄŸuna kafa atıyormuÅŸ. Ondan bir sol yumruk alan bir de kafa alan iflah etmiyormuÅŸ. Ayakta durana, yerden kalkabilene aÅŸk olsun! Gürcü Hüseyin bu lokantayı çok sevmiÅŸ. Her geldiÄŸinde burada oturmuÅŸ. Onu tanıyan kötü niyetliler yanından uzaklaşıyor, dost olanlar sevgi ile ona koÅŸuyormuÅŸ. Namı Erzurum da almış başını yürümüÅŸ. İnsanlar bir vefa borcu olarak ve onu anımsamak için o muhite Gürcü kapısı ismini vermiÅŸler.
Zaman içinde Artvinli gariban kamyoncuların yolunu kesip haraç alan Erzurumlu bir aÄŸa varmış. Düpedüz eÅŸkıyalık yapıyor, adamları ile etrafa dehÅŸet saçıyormuÅŸ. Bu haber Gürcüye ulaşıyor. Bir gün tek başına aÄŸanın mekânını basıyor, darmadağın ediyor. AÄŸa merakını yenemiyor; Sen Kimsin gardaÅŸ, diyor? Gürcü o çelik gözleri ile adama bakıyor; Artvinli bir ÅŸoför, bana Gürcü Hüseyin derler, diyor. AÄŸa bu ismi bir daha unutmuyor, Artvinlilerin yanından bile geçmiyor.
Kötülerin korkulu rüyası, fakir fukara için bir dost, bir dayanak bir kurtarıcı. YüreÄŸi sevgi dolu, eÅŸi dostu koruyan, yardımlaÅŸmayı öne çıkaran bir halk kahramanı. İyi bir baba, çocuklarını birbirinden ayırmayan, kızlarının bile korkusuz yetiÅŸmesini isteyen gözü pek bir insan. Ne zaman Erzurum’a gitse Artvinli üniversite öÄŸrencilerine harçlık veren, onların her sorunu ile ilgilenen yakın bir insan. Gürcü Hüseyin’le ilgili size bir pasaj sundum. Yeni kitabımda bu sayfaları artırarak yer vereceÄŸim. Konusu roman olan bu insanı makalede anlatmanın zorluÄŸunu yaşıyorum. O hepimizin aÄŸabeyi, kardeÅŸi, akrabası, babasıydı. O baba bir adamdı. Bütün ömrünü insanlık için sarf etti. Gariban birisinin suçunu üstlenerek onun yerine hapse girdi. Onun ölümünü de hazırlayan bir sondu bu. Dört kiÅŸilik bir mafya tarafından lokantada pusuya düÅŸürülünce belki ağız tadıyla hayatının son kavgasını yapmıştı. DaÄŸların aslanıydı; öyle yaÅŸadı, öyle öldü. Böyle birisini tanımış olmaktan hepimiz mutlu olduk. Ne mutlu onun çocuklarına. Allah rahmet eylesin, makamı cennet olsun.
Sevgi ile kalın.
Bu makale 3273 kez okundu.
| 13.12.2025 | Ziyaretçi |
| Online | 46 |
| Bugün | 6936 |
| Toplam | 25180202 |