Aydın KARASÜLEYMANOĞLU
PROF.DR. İSA KAYACAN?IN ARDINDAN
21.10.2014

 PROF.DR. İSA KAYACAN’IN ARDINDAN

Aydın KARASÜLEYMANOĞLU

1960’lı yılların başıydı. Ankara’da fakülte öğrencisiydik. Yurdun dört bir yanından gelen edebiyat tutkunu gençlerle arkadaşlık kurabilmiştik. Önce bir pastane de, daha sonra da, yıkılan TBMM. bahçesindeki Halkevleri genel merkezinde haftada bir toplanıyorduk. Bu toplantılarda, her genç şiirini okuyor, yeni çıkan dergiler hakkında görüşlerini açıklayabiliyordu. Grubumuz giderek genişliyordu.

Ayı ayına yaşıtım olan İsa Kayacan da, Burdur’un Ece köyünden yüksek öğrenim için Ankara’ya gelmişti. Genç yaşta köyünün adıyla ECE dergisini çıkarmaya başladı. Bu dergide benim de yazılarım çıkıyordu. O yıllar deneyimsiz ve birikimsizdik. Ama yurt sorunları üzerine kafa yoruyorduk. Olumsuzluklara yazılarımızla direnç gösteriyorduk. Edebiyat tutkusu bizi umutlandırmaktaydı. Hepimizin ortak isteği, hakça bir düzen, yönünü çağdaşlığa çevirmiş, halkı mutlu, önü aydınlık bir Türkiye’ydi.

O yaşlarımızdaki, şimdiki gençleri düşündüğümüzde, kendimizi şanslı sayabiliyoruz.

Grubumuzdaki edebiyat tutkunu arkadaşlarımızın çoğu, fakülteyi bitirince Anadolu’nun değişik kentlerinde göreve başladılar. Benim gibi İsa Kayacan da, çok az sayıdaki arkadaşımız gibi sürekli Ankara’da kaldık.

Prof.Dr. İsa Kayacan’la dostluğuz tam elli yıl sürdü. Zaman zaman karşıt fikirleri savunduk ama iyi niyete, içtenliğe dayanan dostluğumuz hiç bozulmadı. Ailece görüştük. Onu 7 Mart şölenlerine, Artvin Evi’ndeki etkinliklere davet ettim. Kayacan’ın, yurdun her köşesinde olduğu gibi Artvin basınıyla da ilişkileri vardı. Yüz kitabından biri de Artvinli bir Âşığımızla ilgilidir.

Basın Yayın Genel Müdürlüğünde görevliyken Kayacan, Anadolu basınıyla sıcak ilişkiler içine girmişti. Yazılarını değişik gazetelerde yayımlıyordu. Emekli olduktan sonra da bu ilişkilerini koparmadı. Emeklilikte zaman bulduğu için bu ilişkilerini daha da geliştirdi. Yüzlerce şair ve yazarın kitaplarını tanıttı. Benim kitaplarımla ilgili bir yerde yazı çıksa üşenmeden kupürlerini kesip postalardı. Kendi de hakkımda yazardı. Araştırma kitaplarına benden de alıntılar koyardı.

Prof.Dr. İsa Kayacan’a salt bunları yaptığı ya da elli yıldır süren dostluğu için saygı ve sevgi duymuyoruz. O kimseyi kıskanmayan, iyilikten başka bir şey düşünmeyen, sevecen bir insandı. Yaşamı boyunca aynı tempoyla çalışması, insancıl niteliğini hiç bozmaması yönünden de saygı duyuyoruz.

Kayacan, ardında yüz kitap bırakarak sonsuzluğa göçtü. Kitaplar yayımlamış bir kişi olarak çok iyi biliyorum ki, bir kitabı oluşturmak, baskısını yaptırmak zaman ve sabır ister. Her bir kitap için üç ay çalışıldığını düşünürsek, Kayacan, üç yüz ayını (25 yıl eder) gönüllü olarak kültürümüze ayırdı. Esas işlerini aksatmadan yaptı bu özveriyi. Bu tür çalışma yapanlara saygı duyulmaz mı?

Kayacan, ili Burdur için de çok özgün çalışmalarda bulundu. Yörenin kültürü ve önek kişileriyle ilgili araştırmalar yaptı. Yayımlar çıkardı. Burdur yerel yönetimleri de, bu çalışmaları göz önüne alarak bulvarlara ve bazı kütüphanelere onun adını verdi. Cenaze törenindeki Burdur’daki yerel yönetimlerden gelen  çelenkler, şükran duygularının bir kanıtı bizce.

Ölümünden bir hafta önce ziyarete gittiğimde kıpırdayamıyor ama konuşabiliyordu. Geçmişten olduğu kadar gelecekle ilgili konulardan da söz ettik. Ölümüne sayılı günler kaldığı söylenmiş ve kızları bunu biliyordu. Ama Kayacan’ın morali yerindeydi. Son günlerinde bile kültürden sanattan söz edebiliyordu. Edebiyat tutkusu başka bir şey.

 

Işıklar içinde yatsın. 


Bu makale 256 kez okundu.

Yazarın Diğer Yazıları
Serhad Artvin Gazetesi © 2012 Tüm Hakları Saklıdır.
İnönü Caddesi. Karahan İşhanı No:16/A - ARTVİN -- Tel :0(466) 212 11 29 - Faks: 0(466) 212 38 84 - E-Posta: osengun{at}hotmail.com