Åžahver KARASÃœLEYMANOÄžLU
Ä°NSANÄ° DEÄžERLERÄ°N KAYNAÄžI: SEVGÄ°
15.10.2014

   Ä°NSANÄ° DEÄžERLERÄ°N KAYNAÄžI: SEVGÄ°

           

            Åžahver KARASÜLEYMANOÄžLU

           

            Sevgi doÄŸanın gizemli bir gücüdür. Canlılardaki içgüdüsel sevgi, evrenin var oluÅŸundan günümüze kadar süren, deÄŸiÅŸmez kuralların tek kaynağıdır. Canlının soyunu sürdürmesinin temelinde sevgi vardır. DoÄŸanın canlılara verdiÄŸi analık duygusu, soy tükenmesini önlemekte, yaÅŸam direnci kazandırmaktadır. Üreme olgusu ve doÄŸan canlıların kendi varlıklarını sürdürecek duruma gelinceye kadar anaları tarafından korunması, sevilmesi doÄŸa yasasının bir gereÄŸidir.

            Bu yasa, insanlarda daha bir içerik kazanmış ve sınır tanımaz hale dönüÅŸmüÅŸtür. Sevgi, insani deÄŸerleri oluÅŸturan, kiÅŸiye nitelik kazandıran tek etmendir. Soyut bir kavram gibi görülmesine karşın, sevginin içeriÄŸinde özveri ve toplumsal sorumluluk vardır. Ä°nsanlığa hizmet etmenin, gelecek kuÅŸaklara daha güzel ortam hazırlamanın yolu sevgiden geçer. Tanımadık kiÅŸiler için uÄŸraÅŸ vermek, sevgiden kaynaklanan, insanlara özgü bir erdemdir.

            Bu nedenle, insanlığa hizmet etme tutkusuyla buluÅŸlar yaparak, bilimsel yöntemleri geliÅŸtirerek, toplumu ileriye taşıyanları, sevgiyi yücelten, ona anlam katan kiÅŸiler olarak deÄŸerlendirmek zorundayız. Oscar Wilde’nin vurguladığı gibi “insanın kendi kendini aÅŸması için sevgi gerekir.” Topluma yararlı olabilmesi için de… Sevgi, evrenseldir, sınır tanımaz. Ä°çinde, baÄŸnazlıkları, aymazlıkları, ÅŸoven duyguları barındırmaz. Kinin, nefretin, aÅŸağılamanın, hoÅŸgörüsüzlüÄŸün, çıkarcılığın düÅŸmanıdır sevgi. Sevginin egemen olduÄŸu ortamlarda bu tür olumsuzluklar yeÅŸeremez.

            Sevgi, bedeli olmayan bir enerji kaynağıdır. Bu kaynak paylaşıldıkça, yaygınlaÅŸtıkça çoÄŸalır. Toplumsal dinamiklere devinim kazandırır. Ä°ÅŸini severek yapan daha üretken olur. Kalkınmayı hızlandırır. Görevini sevenle sevmeyen bir eÄŸitimciyi karşılaÅŸtırdığımızda, ayrımına varılmayan bu olgunun, ileride ne gibi sorunlar yaratacağını kestirmek o kadar da zor deÄŸildir. Yeni beyinleri biçimlendiren bir eÄŸitimcinin, öÄŸrencilerine sevgiyle yaklaÅŸması, ruhsal bunalımları yok eder. Çocukların kendilerine güvenini ve de yaÅŸama sevincini arttırır. SaÄŸlıklı bir toplum yaratılmasını saÄŸlar. Sevgiden yoksun çocukların ise ruh saÄŸlıklarının altüst olduÄŸu bilimsel verilerle saptanmıştır. ÖÄŸrencilerini ve görevini sevmeyen bir eÄŸitimcinin öÄŸreteceÄŸi bilgiler, yarattığı ruhsal bozuklukların yanında bir anlam taşımaz. Her iÅŸ dalında bu böyledir. Bilgi gözerimini açar, sevgi ise yaÅŸamın her aÅŸamasında itici güç olur. Bunalımların aşılmasında direnç yaratır.

            Goethe, “insanların güneÅŸe olduÄŸu kadar sevgiye de gereksinimleri vardır” derken, sevgiyi yaÅŸamın olmazsa olmaz bir kuralı olarak tanımlamaya çalışıyor. Sevginin, yaÅŸama anlam katan, kitlesel boyut kazandıran bir etmen olarak algılanmasını istiyor. Sevginin ölmezliÄŸini vurguluyor.

            Anadolu’nun binlerce yıllık tarihinde oluÅŸan kültür, sevgi baÄŸlarıyla biçimlenmiÅŸ ve Mevlanalar, Yunuslar, Hacı BektaÅŸ Veliler baÅŸta olmak üzere nice düÅŸün ve yazın adamlarımızın katkılarıyla günümüzü aydınlatır duruma gelmiÅŸtir. Ozanlarımızın dilinde sevgi, güzellikleri özümseyen, törelcilik deÄŸerlerimizi yücelten bir etmen olmuÅŸtur. Sevginin  bir boyutu da dürüstlüktür. Dünya çapında anma toplantıları yapılan, UNESCO tarafından “sevgi ve hoÅŸgörü yılı” ilan edilmesine neden olan yüz akımız  Mevlana “ya göründüÄŸün gibi ol, ya olduÄŸun gibi görün” diyerek sevginin bu boyutuna içerik kazandırmamış mıydı?

            DiÄŸer ulusların düÅŸünürleri, ozan ve yazarları da sevgiyi önemsemiÅŸlerdir. Her ülkede de sevginin tanımı, algılanması aynıdır. VazgeçilmezliÄŸi ortadadır. Ancak, sevgi kültürü geliÅŸtirilemediÄŸi, önemi geniÅŸ kitlelere özümsetilemediÄŸi içindir ki, sömürüler, savaÅŸlar, kıyımlar sürüp gitmektedir. Eflâtun “sevgi çiçek açmayan yere uÄŸramaz” diyor. Oysa günümüzde her yanda kan çiçekleri açıyor. Toplumlar çıkarları için her türlü erdemi bir yana bırakabiliyor.

            Sevgiden yoksun politikalar, esenlik ve rahatlık yerine insanlığı çatışmalara sürüklüyor. Aymazlıkları, ihanetleri gündeme getiriyor. Ä°çinde sevgi bulunmayan uluslararası iliÅŸkiler, çıkarcılığı her alanda egemen kılıyor. Ülkemizdeki sevgisizlik yansımaları, acımasız saldırılar ve her gün medyada yer alan olaylar, Mevlana’nın ülkesine hiç yakışmıyor. YaÅŸamı çekilmez hale getiren, sevgi yoksunu kiÅŸiler, ülkemizin dış görüntüsünü de çirkinleÅŸtirip, gelecek kuÅŸakları umutsuzluÄŸa sürüklemektedir.

            30 yıllık öÄŸretmenliÄŸim sırasında, kendimi sevgi mühendisi sayıp, öÄŸrencilerimin yüreÄŸinde sevgi inÅŸa etmeye çalıştım. Bilgiden çok sevecen kuÅŸaklar yetiÅŸtirilmesini önemsedim. En sorunlu, dışlanmış, baÅŸa çıkılamayan öÄŸrencilerin  benim sınıfıma verilmesini istedim. Onlara iyi davranarak, sorumluluk vererek, sevgi yoluyla etkileyerek topluma kazandırmaya çalıştım. Onları yönlendiren en etkili silahım sevgi oldu.

            Kadınlar günü nedeniyle, sevgiyi en katıksız biçimde yüreÄŸinde taşıyan, bu alanda inanılmaz özveride bulunan, insanlık adına unutulmaz tavırlar sergileyen analarımızı da kutlayarak, yazımı Yunus’un bir dizesiyle tamamlamak istiyorum: “Sevelim, sevilelim dünya kimseye kalmaz.”


Bu makale 635 kez okundu.

Yazarın Diğer Yazıları
Serhad Artvin Gazetesi © 2012 Tüm Hakları Saklıdır.
İnönü Caddesi. Karahan İşhanı No:16/A - ARTVİN -- Tel :0(466) 212 11 29 - Faks: 0(466) 212 38 84 - E-Posta: osengun{at}hotmail.com