Ömer YERLİKAYA
Bilinçli tüketim algısı?
19.09.2014

 

Bilinçli tüketim algısı…   

 

Okulların açılması ile milyonlarca çocuk ders başı yaptı.  Okulların açılması her yıl olduÄŸu gibi velileri sıkıntıya sokuyor. ÖnlüÄŸü, çantası, kıyafeti, forması, kitapları derken büyük masraflar yapılıyor.  DoÄŸrusu piyasalar oldukça pahalı. Ä°ÅŸler sadece bununla kalmıyor, öÄŸle yemeÄŸi dolmuÅŸ ücreti hepsi bir araya gelince sorun oluyor. Üstelik kış hazırlığı içinde yakacak ihtiyacı, odun, kömür gerekecek…  Peki, bu insanlar bu masraflara hazırlıklı mı? Parası olanlar için bir sorun yok. Parası olmayanlar zaten hazırlıklı deÄŸiller. Ya kredi kartlarını kullanıyorlar, ya veresiye yazdırıyorlar veya bir ÅŸekilde borçlanma yapıyorlar. Yani bu insanların durumu pek iç açıcı deÄŸil.

Efendim ülkemizde on sekiz milyon insanın kullandığı elli milyonun üzerinde kredi kartı var. ÇoÄŸu takipte, pek çoÄŸunun kullanım limiti dolmuÅŸ durumda. Pek çoÄŸu da sadece borcunun ödenmesi için var. DoÄŸrusu kimse kredi kartını gereÄŸi gibi kullanmasını bilmiyor. Esasen kredi kartları bizlik bir ÅŸey deÄŸil. Allahtan ekonomik tedbirler doÄŸrultusunda ödemeler en çok dokuz taksitle sınırlandırıldı. Eskiden otuzu bulan taksitlerle önemli bir batağın içine sürükleniyorduk. Yani taksitle verseler çekinmeden dünyayı satın alacağız. Kredi kartı ile alışveriÅŸ yaparken içimizde farklı bir duygu var. Sanki parası cebimizden çıkmayacak, sanki ödemeyi biz deÄŸil de baÅŸkası yapacak. Böyle düÅŸündüÄŸümüz için de hem kartlarımızı kullanmasını bilmiyoruz, hem alışveriÅŸ hastalığımızdan ötürü de iÅŸin içinden çıkamıyoruz. Okuldu, öÄŸrenciydi, odundu, kömürdü derken zorunlu harcamaları yaparken de zorlanıyoruz.

Sonra çıkıp bu hoyratça davranışımızdan dolayı iç tasarrufumuzun olmadığından dem vuruyoruz. Tasarruf konusunda dengeyi kurmak hiç öyle sanıldığı gibi kolay deÄŸil. Yetmeyen gelirlerimizin sınırlarını zorlayıp aksine borçlanıyoruz. Ülkemizde zengin güruhu bir yana bırakırsak borcu olmayan adam bulamazsınız. Borç yiÄŸidin kamçısıdır söylemi artık günümüz için deÄŸil, onlar eskilerde kalmış söylemlerdir. Åžimdiki yiÄŸitler o kamçıdan kurtulamıyorlar. Borç artık kamçı deÄŸil sırtlarda kambura dönüÅŸüyor. Ä°ç borçlanmanın giderek artması ekonomik açıdan bütün dengeleri altüst ediyor. Üstelik sabit fiyatlarla borçlanma olmadığı içinde miktar sürekli yükseliyor.

Bayramı fırsat bilen kredi kurumları müÅŸteriye para vermek için adeta birbirleri ile yarışıyor. Bu uÄŸurda ülkemizin tanınmış yüzlerine milyonlar vermekten              bile çekinmiyorlar.

MüÅŸteriyi borçlandırma konusunda bu ısrarlar esasen insanımıza zarar veren öÄŸelerdir. Bir ÅŸekilde bu özendirmenin önünü kesmek gerekmektedir. Devletin kiÅŸi ile alakalı ödeme bilgilerine ulaÅŸması iyi niyet biçimli algılansa da bu kredi furyasının önüne geçmek ve sınırlandırmak ta birinci gereklilik olmalıdır. Ülkemizde parayı kazanmak zor harcamak ise çok kolay bir giriÅŸimdir. Asıl olan zor kazanılan parayı elde tutmanın gerekliliÄŸini topluma verebilmektir.

Bilinçli tüketici oluÅŸturmak iç tasarruf içinde bir dinamizm oluÅŸturacaktır.  

Topluma bu harcama ve alışveriÅŸ algısını verebilmek o toplumu daha refahlı ve huzurlu hale getirmek demektir. Bilinçli tüketimin anlamı budur. Ä°srafın ve gereksiz harcamanın önüne geçen bir anlayıştır. Planlı bir yaÅŸam, planlanmış bir gelecek yaÅŸam standardını da yükseltecektir.

Esasen ekonomiler küçük bir aile yapısının domino taÅŸları gibidir. Aile ekonomik olarak bilinçli harcama yapıyor ve ekstrelerini hesaplıyorsa bu düÅŸünce topluma da sirayet edecektir. Topluma yansıyan bu olumlu davranış biçimi, ülke ekonomisini de olumlu yönde etkileyecektir. GörüldüÄŸü gibi olumlu ÅŸeyler birbirini tetikleyen argümanlardır. Hepsi bir araya getirildiÄŸinde dengeli kendini finanse edebilen bir ekonomi de ortaya çıkmış olacaktır. Tabi yatırımların nevini ve üretimleri de baÅŸ sıraya koymak gereklidir. Ve temel düÅŸünce üretim olmalıdır. Sadece tüketim toplumları olmamak için üretim son derece gereklidir. Bu dengeyi kurmak, iç dinamizmi harekete geçirmek ve bilinçli tüketim algısı oluÅŸturmakta ekonominin temel görevleri arasında olmalıdır. GeliÅŸmekte olan ülkeler bu zorlukları yaÅŸayan ülkelerdir. Efendim bütün güzellikleri birlikte paylaÅŸalım.

                                                                                                                                                                                                                                                                                             Sevgi ile kalın. 


Bu makale 456 kez okundu.

Yazarın Diğer Yazıları
Serhad Artvin Gazetesi © 2012 Tüm Hakları Saklıdır.
İnönü Caddesi. Karahan İşhanı No:16/A - ARTVİN -- Tel :0(466) 212 11 29 - Faks: 0(466) 212 38 84 - E-Posta: osengun{at}hotmail.com