Ömer YERLİKAYA
Hamaset Nutukları?
02.09.2014

 Hamaset Nutukları… 

DoÄŸrusu gaza gelmeyi, getirilmeyi pek seviyoruz. Bu milletimize has bir özelliktir. Duygularımızı okÅŸayacak sözler bedenimizi canlandırıp zinde tutuyor. Kanımızda kaynayan sevinç coÅŸkuları hepimizi ayaÄŸa kaldırıp oynatıyor. Mutluluksa bunun adı iÅŸte mutluluk. Kâğıttan kaplan olmak bile hoÅŸumuza gidiyorsa, cezbeden, albenili sözler tabii ki hoÅŸumuza gidecektir. Bütün mesele nabza göre ÅŸerbet vermekten geçmektedir. Bu becerilebilirse her sorunun üstesinden kolaylıkla gelinebilir. Bu günlerde yeni Türkiye’den söz ediliyor. Biz buna devam eden Türkiye diyelim ve sözümüzü açalım. YaÅŸadığımız günlerin önemi de göz önünde tutularak bu günlerde parlak sözler, ÅŸaÅŸaalı nutuklar atılıyor. Bu iÅŸe en çok giren kurumda diyanet iÅŸleri baÅŸkanlığımız. Kürsülerden öyle vaazlar yükseliyor ki insan bir an düÅŸünüp ÅŸaşıyor; acaba bu biz miyiz? Diye. Zira ne kadar asaletle, faziletle, ferasetle alakalı ÅŸey varsa hepsi bizim için söyleniyor. Yetmiyor Malazgirtlerden dem vuruluyor, Selçuklunun, Osmanlının çizdiÄŸi o muhteÅŸem argümanın devamından söz ediliyor. Neredeyse dörtdörtlük kusursuz bir millet olduÄŸumuz ifade ediliyor. Buna kimsenin itirazı olamaz keÅŸke söylenildiÄŸi gibi olabilseydik. Ama öyle miyiz deÄŸil miyiz Åžimdi bir bakalım? Ya da gerçeklerle yüz yüze gelmeyi ne denli seviyoruz? Hayal âleminde yaÅŸamak hoÅŸumuza mı gidiyor? Ve ya parlak nutuklar atıp, hamaset duygularının coÅŸturulup görsel bir zenginliÄŸin içine mi yürüyoruz?

                Bunları söyleyenin ya sokaktan haberi yok ve ya sadece kendi âleminde yaşıyor ve olması gereken ÅŸeylerin yaÅŸandığı kanısını taşıyor. Sokağımız, insan niteliÄŸimiz, kalitemiz, saÄŸduyumuz, ticari anlayışımız, namus kavramımız, yaÅŸam anlayışımız, insan iliÅŸkilerimiz, menfaatlerimiz, aldımız verdimiz, borcumuz, alacağımız, dürüstlüÄŸümüz, ticari kredimiz, dostluÄŸumuz ve yaÅŸamın içinde olan her ÅŸey nasıl biçim deÄŸiÅŸtiriyor? Nerelerden nerelere geldik, görüp bakmak lazım? Yoksa bütün yaÅŸamın içinde var olanları yok sayıp atıp tutmakla kendimize sadece zarar vermekteyiz. Esasen dik durmaya, uyarılmaya, toplum birliÄŸini tesis etmeye, toplumsal ahengi yakalamaya, birlik ve bütünlük olmaya ihtiyacımız varken, her ÅŸeyi güllük gülistanlık gösterme çabaları beyhude çabalardır.

                Bir kere toplumda güven duygusu yok edilmiÅŸ. Esnaf esnafa, iÅŸ adamı, tüccara, sanayici bir diÄŸerine güvenmiyor. Sokakta insanlar yaÅŸamın sadece maddiyat olduÄŸu inancı taşıyor. AÄŸzından çıkan söz senettir tabirine uyan birileri kaldı mı toplumumuz da… Bir gösteriÅŸ bir afra tafra almış başını gidiyor. DoÄŸrusu kimseyi zan altında tutmak istemem. Bu bozulmanın mayası çok eskilere gidiyor. Kendini hayâ timsali görüp, karısını aldatmayan kaç insan yaşıyor bu ülkede? Ya da kamu menfaatini kendi çıkarlarından önde gören kaç insanımız var? Her birine ahlaktan, edepten söz edin namus timsali kesileceklerdir. Kamu israfımız, toplantılarımız, iÅŸ yemeklerimiz, törenlerimiz, büro ve ofis merakımız, personeline yukarıdan bakan kibirli yöneticilerimiz, dini bütün incelikleri ile anlatıp Hiçbir sabah namazlarında mahalle camilerinin kapısını bilmeyen müftülerimiz, nereye gidip geldiÄŸi pek bilinmeyen kamu taşıtlarımız, yıllarca idarecimizdir diye baÅŸ tacı ederek lojmanları peÅŸkeÅŸ çektiÄŸimiz müdürlerimiz, birileri para kazansın diye ardı arkası kesilmeyen onarım ve tadilatlarımız, yaÄŸcılığımız, yalakalığımız, seçim zamanı dostlar görsün diye camilere üÅŸüÅŸen siyasilerimiz, hastane önünde, cami önünde, lokanta önünde, her yerde el açıp para toplayanlarımız… Fakir fukara hakkı gözetilmeden, dayanışma ruhundan uzak yüzlerce insana hacı pilavı verenlerimiz… DiÄŸer yanda tarım emeklisine, asgari ücretliye, baÄŸ kurluya, sigortalıya, emekli memura üç kuruÅŸ zam için talim ettirdiklerimiz…       Ya fırsatçılığımıza ne demeli? Hepimiz birer fırsatçı kurduna dönmüÅŸüz. Daha çok kazanmak için ticari ahlakımızı ayaklar altına aldık. 

Niçin böyle hallere düÅŸtük? Bir kere en başında okumuyoruz. YaÅŸamı kendimize kolaylaÅŸtırma egomuz gözümüzü karartıyor. Her ÅŸeyin kolay yanına bakıyoruz. Gerçekle yüzleÅŸmek iÅŸimize gelmiyor. Ne zaman aynaya bakıp kendimize çeki düzen verir, güzel ÅŸeyler düÅŸünür, güzel ÅŸeyler yapabilirsek iÅŸte o zaman hepimiz için yeni bir baÅŸlangıç olur. Hamaset nutuklarını hak edebilmek için çok çaba göstermemiz gerekiyor. Kendimizi iyiye, güzele doÄŸru yöneltelim. Birlikte olalım, aramızda sevgiyi, saygıyı, yardımlaÅŸmayı, dayanışmayı tesis edelim. Hüzünleri, mutlulukları birlikte yaÅŸayalım. Sabırlı ve hoÅŸgörülü olalım. Ve iÅŸte o zaman olmamız gereken yerde olabiliriz…

                                                                                                                    Sevgi ile kalın. 


Bu makale 209 kez okundu.

Yazarın Diğer Yazıları
Serhad Artvin Gazetesi © 2012 Tüm Hakları Saklıdır.
İnönü Caddesi. Karahan İşhanı No:16/A - ARTVİN -- Tel :0(466) 212 11 29 - Faks: 0(466) 212 38 84 - E-Posta: osengun{at}hotmail.com