Aydın KARASÜLEYMANOĞLU
DELİKANLILIK KÜLTÜRÜ
13.08.2014

 DELİKANLILIK KÜLTÜRÜ


         Aydın KARASÜLEYMANOĞLU

        “Delikanlı” sözcüğü, genellikle çocukluk çağından çıkmış, her bakımdan gelişmiş gençler için kullanılır. Ancak sözlük anlamı böyle olsa da, delikanlılığın çok değişik tanımlamaları vardır. Toplumumuzda bu sözcük, salt gençler için değil, yaptığı işin doğruluğuna, takındığı tavrın tutarlılığına inanılan yaşlılar için de kullanılır. 
        Hatta, toplumun onayladığı, yapılmasında yarar gördüğü davranışları sergileyen kızlara da “delikanlı kız” denir.
Delikanlılık tanımı, aslında kültürel bir olgudur. Bu tanım, toplumun anlayışını, kültürel yapısını, geleceğe bakışını yansıtır. Çağdaşlığın özümsenip özümsenmediğini gösterir. İlkesel sorumluluğun, yaşamsal değerlere saygının temelini oluşturur.
       Eğitim bakımından yetersiz olanlar delikanlı sözcüğünü, bedensel gücüyle karşısındakini deviren, kimseden korkmayan, yakan yıkan kişiler için kullanırlar. Bu kişileri birer kahraman olarak görürler. 
       Aydın insanlar ise kendi hakları kadar karşısındakinin haklarını da koruyan, doğruları esas alan, hak hukuk gözeten kişileri delikanlı olarak tanımlarlar. Delikanlı birinin rakibinin zayıflığından yararlanarak onu alt etmek istemeyeceğine inanırlar. Toplumun her bireyi için eşit koşulların oluşturulmasında yarar görürler.
      Delikanlılığın bir aşaması da kahramanlıktır. Türk halkı olarak kahramanlığa çok önem veririz. Aradan çağlar geçse de, günümüzde bir anlam taşımasa da savaşlarda utku kazanan, yabancı ülkeleri egemenliği altına alan komutan ve padişahları şükranla anarız. Yapılanların doğru olup olmadığına kafa yormadan onlarla övünmeyi yeğleriz. Bireysel bir başarımız olmasa da, geçmişin kahramanlarıyla kendimizi özdeşleştirerek bir yere varmak isteriz. Kendimize haksız yere pay çıkarmaya kalkarız. Delikanlılığın silahla, savaşla, bedensel güçle değil beyinle, evrensel değerlere saygıyla, yoksun ve yoksul bırakılanların hakkını gözeterek gerçekleşeceğine ise hiç inanmayız.
      Ülkemizde, geçmiş kahramanlıklarla övünen, yiğitliği adam dövme olarak gören kavgacı kesimin, aslında delikanlılıkla hiç ilgisi yoktur. Bunlar, karşısındaki tek kişiye acımadan üç beş arkadaşıyla saldıran korkaklardır. Hepimizin tanık olduğu olayları, sinema şeridi gibi gözümüzün önünden geçirdiğimizde, delikanlılık tanımının ne ölçüde yozlaştığını anlarız. Bu sözcüğün içeriğine ters davranıldığını görürüz. 
      Fransız romancı Alxandre Dumas Pere, “Üç Silahşörler” kitabını okuyanlar, düellonun ne olduğunu bilirler. 1800’lı yıllarda Fransa’da, arkadan vurma değil eşit koşullarda kozları paylaşma olayı vardı. Birbirleriyle herhangi bir nedenle çatışan kişiler, sabaha yakın yanlarında tanık da bulundurarak düello yaparlardı. 
     Oysa günümüzde, üç beş kişi bir kişinin üzerine çullanarak, eşit koşullar gözetilmeden dövülebiliyor. Televizyonlarda izlediğimiz, gazetelerde okuduğumuz kadınları kalabalık içinde bıçaklama ve de benzeri olaylar, delikanlılıkla hiç ilgimizin olmadığını kanıtlamaktadır. Çok kişi bir kişiyi linç ederken, caddeden geçenlerin seyirci kalmaları da toplumsal bir utancımızdır. Sorumsuzluğumuzun bir belgesidir. Düğünlerde silah atarak suçsuz çocukları katleden magandalar aslında kahramanlık taslayan zibidilerdir. 
     Delikanlılık, topluma artı değerler kazandırmayı öngörür. Kendini başkasının yerine koymayı, toplumun genel kuralları içinde hakça davranmayı gerektirir. İnsanları sömüren, yalanla talanla toplumsal değerleri aşındıran kişilere delikanlı denmez. Çıkarı için halkı yanıltan, verdiği sözleri yerine getirmeyen siyasetçi delikanlı olamaz. Ailesine ve ülkesine karşı sorumluluk duymayan kişiler bu tanıma giremez.
     “Delikanlılık” içeriği zengin, yaşamsal alanlarımızı ilgilendiren bir sözcüktür. Onun yozlaştırılması, gerçek anlamından uzaklaştırılması toplumsal yapımızla yakından ilgilidir. Kültürden, sanattan, kitaptan uzak duruşumuzun, bizi nerelere taşıdığını gösterir bu sözcük. Olayları duygusallıkla değil delikanlıca değerlendirmek gerekir. Tavırlarımız, duruşumuz delikanlıca olmalı.
      Delikanlılık kahramanlık, yiğitlik sayıldığı kadar hak hukuk temelinde saygın bir kimlik, toplumsal sorumluluk olarak da değerlendirilmelidir. Güzel sanatlarla, kitaplarla “delikanlılık” sözcüğünün yozlaştırılması önlenmelidir.


Bu makale 466 kez okundu.

Yazarın Diğer Yazıları
Serhad Artvin Gazetesi © 2012 Tüm Hakları Saklıdır.
İnönü Caddesi. Karahan İşhanı No:16/A - ARTVİN -- Tel :0(466) 212 11 29 - Faks: 0(466) 212 38 84 - E-Posta: osengun{at}hotmail.com