Åžahver KARASÃœLEYMANOÄžLU
YUSUFELİ BELEDİYE BAŞKANI EYÜP AYTEKİN İLE SÖYLEŞİ
20.06.2015

 YUSUFELÄ° BELEDÄ°YE BAÅžKANI EYÜP AYTEKÄ°N Ä°LE SÖYLEŞİ

 

-Sayın BaÅŸkan, son yıllarda çalışmalarınızla dikkat çekiyorsunuz, bazı olumlu giriÅŸimlerle gündeme geliyorsunuz. Bu söyleÅŸimizin Yusufeli’yi fazla bilmeyenlerce de okunacağını düÅŸünerek, özgeçmiÅŸinizden kısaca söz eder misiniz?

-1964 de Yusufeli Ä°lçesi Çıralı Köyünde doÄŸdum. Ä°lköÄŸrenimimi köyümde, orta öÄŸrenimimi Artvin ve Trabzon’da imam hatip lisesinde tamamladım (1982 de). 1982-87 yılları arasında Samsun 19 Mayıs Üni. Ä°lahiyat Fakültesini bitirdim. 21 yıl öÄŸretmenlik yaptım. 4 yıl Antalya’da, 2 yıl IÄŸdır’da, 6 yıl da Artvin merkez olmak üzere, diÄŸer yılları da Yusufeli’nde tamamladım. 21 yıllık öÄŸretmenlikten sonra (2009 da) Yusufeli Belediye baÅŸkanı seçildim. Ve 6 yıldır da ekibimle beraber belediye baÅŸkanlığını sürdürüyorum.

-Sayın BaÅŸkan, ÅŸu anda Yusufeli tüm ilçelerimiz içinde en sorunlusu. Ä°lçe merkezi tamamen sular altında kalacak, yeni ilçe ne ölçüde benimsenecek? Göç olgusunun ilçeyi küçültmesi söz konusu. Halkın beklentilerinin arttığı, belirsizliklerin yaÅŸandığı bir ilçede, yerel yönetici olmanın çok zor olduÄŸunun farkındayız. Ancak bu zorluklarla ilgili görüÅŸlerinizi bizzat sizden dinlemek istersek, bize neler anlatabilirsiniz?

-Ä°lçemizde belki de dünyada, nadir yerleÅŸim yerlerinin başına gelecek bir sorunlarla, sıkıntılarla karşı karşıyayız. Yusufeli’nde yaÅŸanan ÅŸuan ki durumu bir kriz olarak ifade edebiliriz. Ama öncelikle ÅŸunu ifade edeyim. Yusufeli coÄŸrafyasına baktığımız zaman biz Yusufeli’ler olarak Yusufeli insanının yeterliliklerini göz önüne aldığınız zaman bu kriz durumunu avantaja çevirebiliriz. Öncelikle meseleye böyle bakıyorum. Evet, sorun var ama bu sorunların çözümleri de var. Devletimizin de imkânları da dünkünden daha geniÅŸ. Bizim de bu taşınma konusunda hazırlıklarımız olumlu deÄŸiÅŸiyor. Bu süreç içerisindeki bütün problemleri maddi olarak da tanımamak lazım bunu da anti parantez söylemek isterim. Tabi maddi bir takım sıkıntılar var. Bir ilçe kalkacak yeni bir ilçe kurulacak, dolayısıyla bir para harcanacak. Maddi bir takım yapılar yapılacak bu önemli bir ÅŸey, bu deÄŸerli bir ÅŸey, bu zor bir ÅŸey kendi başına ama bundan öteye manen de insanlar bu bölgede hayat alanlarından bir kısmını kaybederek bir depresyonu da birlikte yaÅŸayacaklar. Bununla beraber düÅŸündüÄŸümüz zaman insanların bu manevi kayıpları noktasında yapılması gereken bir ÅŸeyler var.

Bu diÄŸerinden daha deÄŸerli ve daha önemli diye düÅŸünüyorum. Çünkü bu insanları moralli tutmak, yeni yapılacak ilçe de ümitlerini kaybetmeden onları yeni alana motive etmek de bir o kadar deÄŸerlidir. Bir de hakikaten kaybedeceklerimiz var. O kaybedeceklerimizi tekrar yaÅŸatmanın da bir yolunu açmamız lazım. Belki bugün bizim kültürel belediyecilik dediÄŸimiz anlamdaki yönümüzü ortaya çıkarıyor. Bu sıkıntılı süreçte bu rolü de elimizden geldiÄŸi kadar iyi oynamaya çalıştığımızı düÅŸünüyorum. Bu süreç göçü kısmen tetikleyecek mi? Tetikleyecek ama ben göç olgusunu direk baraj ve Yusufeli’nin yaÅŸacağı problemlerden dolayı kurgulamıyorum.  Göç dünyada bir olgusal gerçektir. Kırsal nüfusların azaldığı, kentsel nüfusların arttığı, geleneksel tarım yöntemlerinin bırakıldığı daha çiftlikler tarzında toprakların birleÅŸtirilerek tarımın yapıldığı bu anlamda büyük sektörlerin oluÅŸtuÄŸu bir dünyaya doÄŸru gidiyoruz. Bundan belki bizim coÄŸrafyamız ÅŸuan için nasibini almamış.  Ama geleceÄŸe doÄŸru bunun olacağını, dünyanın çok yerinde bunun gerçekleÅŸtiÄŸini görüyoruz. Bu anlamda dünyadaki bu temel olgu bu göçü körükleyecektir. Bunun kaçarı yoktur. Ülkemizde bile nüfusun %76’si ÅŸehirlerde,  il merkezlerinde ve ilçelerde, metropollerde yaşıyor. %24’lük bir oran bugün artık kırsal nüfustur. Oysa bizim Yusufeli coÄŸrafyasında baktığımız zaman kendi ilçe merkezimizle kıyasladığımız zaman bu kıyasta çok doÄŸru olmuyor. Yusufelililer sadece ilçeye geliyor, sadece ilçe kalıyor buradan öteye gitmiyor gibi bir anlam çıkarılabilir. Bu da doÄŸru deÄŸil ama çevredeki ilçeler ile görüÅŸtüÄŸümüz zaman bizim hala  %60 nüfusumuz ÅŸehir yerleÅŸkesi ile köy yerleÅŸkesinin lehine bir durum söz konusudur. Daha çok insanlar köyde yaşıyorlar. Oysa hemen çevremdeki köylerde bu akışın tersine döndüÄŸünü ilçe nüfuslarının köy nüfuslarının artık daha fazla olduÄŸunu da görüyoruz. Yani göçün yegâne sebebi baraj, Yusufeli’nin ve bir takım köylerinin istimlâk edilmesi oluÅŸturmuyor. Bunu ötesinde de problemler var. Göç, genel olgusal bir meseledir diye düÅŸünüyorum. Bizde belediye olarak hem bu üç baÅŸlık altında özetlemeye çalıştığım ilçenin maddi kayıpları ve maddi kazanacakları, yeni yerde kurulacak maddi yapılar. Hem psikolojik kayıpları da en aza indirgeyip Yusufeli kültürünü, Yusufeli bilincini yukarıya taşımak konusunda bir takım sorumluluklarımız olduÄŸunu hem de üçüncü ayağı burada üretilen kültürel deÄŸerleri yeni yerleÅŸim yerine taşımak gibi bir sorumluluÄŸumuzun bulunduÄŸunu düÅŸünüyorum. Bu üç görevimizi de sonuna kadar kuÅŸandığımıza inanıyorum.

-Saklı cennet dediÄŸimiz, turizm açısından deÄŸerli gördüÄŸümüz Yusufeli, barajlar sonrası bu özelliklerini sizce yitirecek mi? Yoksa turizm konusunda rasyonel bir çözüm saÄŸlanabilecek mi?

-Tabi kaybedeceklerimizi hepimiz biliyoruz. Onu da ÅŸöyle ifade etmek isterim. Çoruh havzasında içinde yaÅŸamış olduÄŸumuz dünyayı tanıyoruz. Ä°çinde doÄŸduÄŸumuz, büyüdüÄŸümüz, yaÅŸattığımız, ürettiÄŸimiz bir dünya burası. Kendimizce ürettiÄŸimiz, kendimizce yaÅŸattığımız, kültür oluÅŸturduÄŸumuz bir marka Yusufeli ve biz kaybettiklerimizin farkındayız. Su kodunun üstü, ben 720’nin üstü diye ifade ediyorum. 720’nin üzerine yeni bir dünya kuruluyor. Bu yenidünya kurulurken üniversal bilgiden faydalanılarak yeni bir dünya kurgulayabiliriz diyorum. Ä°ddiam budur. Bu konuda da gerekli ve yeterli çalışmaları yaptığımızı düÅŸünüyorum. Tabii ki biz turistik deÄŸerler açısından su sporları noktasında rafting ve kano parkurlarımızı, doÄŸal parkurlarımızı kaybediyoruz. Ama biz 720’nin üzerinde yeni parkurlar, yeni sporlar dalları ortaya çıkacaktır. Gölün üzerinde yeni bir kültür üretebiliriz. Bu gücümüz ve buna yönelik hazırlıklarımız var. Yusufeli’nde turistik deÄŸer dediÄŸimiz zaman, turistik deÄŸer olarak gördüÄŸümüz ÅŸeyler içerisinde önemli deÄŸerlerden birisi Hıristiyan inanç yapıları yani kiliseler 900’lü yıllarda, 1000’li yıllarda yapılmış kiliseler bu tarihi eserlerin hiçbiri suyun altında kalmıyor. Bu bir ÅŸanstır. Ayrıca Yusufeli’de turistik deÄŸer dediÄŸimiz en önemli ÅŸeylerden birisi bizim daÄŸlarımız, yaylalarımız… Dolayısıyla oradaki floramızdır. Yani bitki çeÅŸitliliÄŸimiz, çiçek çeÅŸitliliÄŸimiz ve yaban hayati alanıdır. Bu yaban hayati bitki çeÅŸitliliÄŸimizin olduÄŸu alanlarımız tamamıyla kalıyor. Dolayısıyla tekrar bunları bir turistik deÄŸer olarak insanların beÄŸenisine, tekrar bir yaÅŸam alanı oluÅŸturarak yeni turizm destinasyonları oluÅŸturarak bunu baÅŸarabiliriz.

-VahÅŸetli doÄŸası, saygın kültürü, tarihi kalıntıları, yabanı hayvan varlığı, endemik bitkileriyle ve yaÅŸamsal gelenekleriyle Yusufeli sık sık gündeme geliyor. Rafting, kano, treking, daÄŸcılık, boÄŸa ve karakucak güreÅŸleriyle ve diÄŸer farklılıklarıyla dikkat çekiyor. Turizm açısından Yusufeli’yi diÄŸer ilçelerimizle karşılaÅŸtırma yapabilir misiniz?

-Tabii ki bu ifade ettiÄŸiniz turistik deÄŸerler biricik deÄŸerler.  Sadece bizim ilçemize ait olanlardan söz edersek rafting parkuru ile kanoyla onlardan öndeyiz. Yaban hayati çeÅŸitliliÄŸiyle de kendi bölgemizdeki ilçelerden öndeyiz.  Lezzetlerimizle, tatlarımızla hakikaten onlardan öndeyiz. Bunu bir turistik deÄŸere çevirme bakımından da, onların daha da önündeyiz. Turizm il müdürlüÄŸünün istatistikleri doÄŸruysa onların kullanmış oldukları bir veriden bahsetmek isterim. Artvin’in toplam yatak kapasitesi 3200,  bu yatak kapasitesinin 1200’ü Yusufeli’ne ait. Demek ki Yusufeli zaten bu anlamda üretmiÅŸ olduÄŸu turistik deÄŸerleri pazarlıyor. Turizm var. Artvin’in diÄŸer 7 ilçesini, göz önüne alırsanız Hopa’yı, Arhavi’yi düÅŸünürseniz, demek ki Hopa’da da bu anlamda birçok turistik yatak kapasitesini hesap ederseniz. DiÄŸer ilçelerde neredeyse yok gibi. Dolayısıyla Yusufeli’nin bu bahsetmiÅŸ olduÄŸunuz turistik deÄŸerleriyle zaten öne çıkmış kendi coÄŸrafyasında sıyrılmış bir vatan parçası. Bu avantajlarını da bir turizm gelirine çevirmiÅŸ. Bizim de beklentimiz bu coÄŸrafyayı bu doÄŸayı koruyarak bundan sonra yapılacak yolları, korunacak ÅŸehirleri ve köyleri doÄŸa dostu ÅŸehirler, doÄŸa dostu güzergâhlar oluÅŸturarak yerli ve yabancı turistlerin rahatlıkla gelip ziyaret edebilecekleri bir takım alanlar yaratmaktır. Bunu iliÅŸkin çalışmalarımız da devam ediyor. Yusufeli doÄŸa turizminin, doÄŸa sporlarının merkezi olacağının iddiasındayız.

-Bir zamanlar, dünyanın hiçbir yerinde görülmeyen ve istatistiklere “geçim kaynağının % 75’i gurbetçiliktir” diye geçen Yusufeli sizce ekonomik esenliÄŸine nasıl kavuÅŸabilir? Neler yapılırsa yöre kalkınabilir?

-Tabi artık kalkınma dediÄŸimiz zaman bunun bir sanayi, ticaret ve turizm boyutu var.  Artvin ili ve Yusufeli için bütün turizm politikalarının önemli olduÄŸunu düÅŸünüyorum. Gelir getirici ana kaynakların bundan sonra turizm olacağını ve olması gerektiÄŸini düÅŸünüyorum. Çünkü hakikaten bizim içinde yaÅŸamış olduÄŸumu coÄŸrafyanın %95’i daÄŸlık, taÅŸlık dolayısıyla burada bir tarımsal ürünü bir marka yapma ÅŸansınız yok. Evet, güzel lezzetlerimiz güzel tatlarımız var ama bunlar sadece aile ekonomisine katkı yapacak ÅŸekildedir. Bir ÅŸeyi belki markalaÅŸtırabiliriz onunla ilgili de çalışmalarımız da var, devam ediyor. Bal özellikle, o da flora çeÅŸitliliÄŸimizin bol olmasından zenginliÄŸinden kaynaklı olarak biz balımızı bir marka yapabiliriz. Ä°zole bölge yapamasak da burayı bir ana arı üretim merkezine dönüÅŸtürebiliriz. Kaçkar daÄŸlarında yetiÅŸen balları çok daha hak ettiÄŸi fiyatlar da satıp insanımıza gelir getireceÄŸi bir düzeye getirebiliriz. Bunun dışında çevremizde doÄŸaya zarar vermesi muhtemel maden varlıklarımız var. Bunların ekonomik anlamda bir hareketlilik getireceÄŸine inanmakla birlikte bunların doÄŸaya zarar vermeyecek yöntemlerle çıkarılması konusunda çalışmalarımız, gayretlerimiz ve tabi ki bu tehdit karşısında da yöremizi korumak için giriÅŸimlerimiz var. Bunu da ifade etmek isterim. Bunun dışında enerji üzerine çevremize kurulan barajlar götürdüklerinin yanında insanımız için ekmek kapısı oluÅŸturacaklardır. Özellikle baraj gölü üzerinden yapılacak sportif etkinlikler buraya oluÅŸacak baraj gölleri farklı yeni bir güzellik katacak bunu farklı bir turistik deÄŸer olarak pazarlamamızda bizim yeni artılarımız olacak.

-Sayın BaÅŸkan, biz ailece kültürü çok önemsiyoruz. Belediye olarak ilk kültürel yayınlar yaptığınızda, memnuniyetimizi belirten yazılar yazdık. EÅŸim de ben de Ankara’daki toplantılarda bu giriÅŸiminizden söz ettik. DiÄŸer belediyelerimize örnek olmasını belirttik. Bu denli ilgi göreceÄŸini tahmin etmediÄŸimiz 50 yıllık bir emeÄŸin ürünü “Artvin Halkbiliminden Çizgiler” kitabımı da siz günışığına çıkardınız. (Bunun için özel olarak teÅŸekkür ediyorum.) 12.yayınınız olarak ilgililere sunulan bu kitabım hakkında aldığımız olumlu görüÅŸlerde Belediyenizin büyük payı vardır. SöyleÅŸimizin ilçemizin bilinen konularından çok, bu yayınlar odağında yoÄŸunlaÅŸmasını istiyorum. Ve size soruyorum: Bunca iÅŸ arasında (kültürel hizmette gerekli) yörenin deÄŸerlerini yansıtan yayınlar yapmak nereden aklınıza geldi? Sizi bu olumlu alana çeken neydi? Bu giriÅŸiminizin önemi yaptığınız yayınlardan sonra anlaşıldı. Yöresel kültürü belgeleyerek, geleceÄŸe taşımanın ne denli gerekli olduÄŸu görüldü. Sizi ve ekibinizi bir kez daha kutladıktan sonra, bu hizmetinizin sürüp sürmeyeceÄŸini de soralım?

-Öncelikle ÅŸunu ifade edeyim bu hizmetimiz sürecek. Bu Amerika’yı yeniden keÅŸfetmek filan deÄŸildir. Ben öÄŸretmenim okulları dünde kültürü üreten ve eski geçmiÅŸ kültürü de yeni nesillere aktaran kurumlar olarak görürdüm. Orada yapmış olduÄŸum iÅŸin bir kısmını da bu kültürü üretmek ve aktarmak olduÄŸunu bilerek öÄŸretmenliÄŸi mi de öyle yapardım. 21 yıllık öÄŸretmenliÄŸim öyle geçti. Tabi özellikle yöre kültürüne olan ilgimde özellikle gençlik yıllarımda halk oyunlarına, halk müziÄŸine olan ilgim ülkenin deÄŸiÅŸik yörelerinin halk oyunlarının sahne performansı sergileyebilecek kadar oynadım. Dolayısıyla bu da Anadolu’nun bu kültürüne ve her yerin farklı güzelliklerinin olduÄŸunu keÅŸfetmeme de sebep oldu. Yani kültürel deÄŸerleri tanımam, diyebilirim ki kendimi de tanımama yol açtı. Hayatımdaki en önemli unsurlardan birisi halk oyunlarına karşı olan ilgim ve sevgimdir. Ve onun eÄŸitmenliÄŸini yapmış olmaktır. Sizin sorduÄŸunuzdan yola çıkarak bunun önemli bir ÅŸey olduÄŸunu düÅŸünüyorum. Tabi kendimi de bu anlamda öÄŸretmen olarak da bir kültürün hem üreticisi hem taşıyıcısı olmak gibi bir rolüm olduÄŸunu hep düÅŸünmüÅŸümdür. Belediyeye geldiÄŸimizde belediye olarak da bizim yöresel kültürü üretebilecek onu koruyabilecek yeni nesillere aktarabilecek bir ÅŸeyler yapacağımız iÅŸler olabileceÄŸini, olması gerektiÄŸini düÅŸündüÄŸümüzde, bunlardan birisi olarak yayınlar ortaya çıktı.

Hakikaten uygun araÅŸtırmaların, çalışmaların olduÄŸunu bu coÄŸrafyada bunları bir ÅŸekilde kalıcı kılmanın gerekliliÄŸine inandım ve ÅŸu cümlelere de bir çok kereler televizyon konuÅŸmalarımda siyasi konuÅŸmalarım da ifade ettim. “Benim yaptığım kaldırım 3 sene 5 sene sonra yok olacak, kaybolup gidecektir. Ama kültüre yapmış olduÄŸumuz bir katkı ortaya çıkarmış olduÄŸum eser yüzlerce yıl sonra da belki aynı deÄŸerini koruyacak, hatta daha da deÄŸerlenerek daha önemli bir ÅŸey olacaktır. Önemli olan bunları taşımaktır. Bunları yeni formlarla yeni nesillere aktarmak ve bunları yaÅŸatmaktır. Bunun önemli ve gerekli olduÄŸunu belediyecilik açısından hep inandım. Bu inancımdan dolayı da bu çalışmaları yaptım. Bundan sonra da yapmaya devam edeceÄŸiz. Ancak bu sadece var olan kültürü yaÅŸatmayla ilgili bir çalışmadır. Benim bundan daha çok gerekli gördüÄŸüm aslında yeni kültür, genç nesillere, genç dimaÄŸlara buna aktarmayla ilgili olarak okulların yapmış olduÄŸu çalışmaları bunlardan daha deÄŸerli buluyorum. Çünkü çocuklarımızın yöre türkülerine yöre ezgilerine dikkatlerini çekmek halk oyunlarının gelecek nesillere bir vesileyle ne olursa olsun yaÅŸatmak için bir gayret içinde olmak yörenin gülmecelerini, fıkralarını dramatize etmelerini saÄŸlamak kendi coÄŸrafyalarının dünü ile ilgili anılarını geleceÄŸiyle ilgili hayallerini yazıya dökmelerini saÄŸlamak, eskiden derlenmiÅŸ olan eserleri yayımlamaktan daha deÄŸerli olduÄŸunu düÅŸünüyorum. Bugün okullarımızla gençlerimizle birlikte yapmış olduÄŸumuz bu faaliyetler eminim ki o çocuklarımızın yarın o hayatın içinden bizim gibi aktif yaÅŸantılarında bunun katkılarını mutlaka görecekler ve bunu birebir yaÅŸayacaklardır. Bugün burada yapmış oldukları ÅŸeylerin ne kadar deÄŸerli olduklarını anlayacaklardır diyorum. Dolayısıyla yaptığımız çalışmaların fazlalık deÄŸil tam da bir belediyenin yapması gereken ve bulunması gereken mihenk olduÄŸunu düÅŸünüyorum.”

-Söz kültürden açılmışken, gelecek kuÅŸakları da etkilemek ve özendirmek için genel kabul görmüÅŸ ozan, yazar, araÅŸtırmacı, bilim adamı, sporcu vb. gibi deÄŸerlerimizi küçük de olsa bir müzede toplamayı düÅŸünüyor musunuz? Yeni yerleÅŸim yerinde bu konu için bir kamusal alan saÄŸlanamaz mı? Birçok yerde olduÄŸu gibi “Yusufeli otantik ve mesleki eÅŸyalar” müzesi kurulamaz mı? EÄŸer böyle bir müze oluÅŸturursa, büyük kentlerdeki etkinliklerde sergilediklerimden baÅŸka, taşıma zorluÄŸu çektiÄŸim otantik eÅŸya koleksiyonumu da bağışlayabilirim. Açtığım bu sergilerin ilgi görmesi, beÄŸenilmesi bu iÅŸin yeterince önemsendiÄŸini kanıtlıyor bence. Bu nedenle ilçemizde böyle bir oluÅŸumun bulunmasından çok memnun oluruz.

-Bu hayal ettiÄŸim ama gerçekleÅŸtiremediÄŸim bir ÅŸey diye ifade ederek söze baÅŸlamak isterim. Huzuri’nin Zor Köyünde olan evinin bir prototipini ilçe merkezinde bir kafe olarak, bir ziyaret merkezi olarak bizim yöresel etnografik malzemelerimizin de içinde olduÄŸu bir müze olarak yapma fikrim vardı, bunu gerçekleÅŸtiremedim. Ancak yeni ilçeye biçmiÅŸ olduÄŸum turizm vizyonu içerisinde bunların olması gerektiÄŸini, bununla alakalı yazılı, kayıtlı olarak da yapmış olduÄŸumuz sempozyum içerisinde de arkadaÅŸların kayıt almasını istediÄŸim, yazılı evrak olmasını istediÄŸim benim görevde bulunduÄŸum süre içinde yapabilirsem bunları yapacağım, yetiÅŸtirebilirsek. Neden yetiÅŸtirebilirsek diyorum, burada genelde iddialı olmayı severim. Ama yeni ilçenin yapım yeri baÅŸka bir kurumun yani onlar orada yeni bir mimari yapıyı, ortamı oluÅŸturacaklar, bize devredecekler ki, biz hayallerimizi oraya yansıtalım. Orada bunların yaÅŸatılması gerektiÄŸini düÅŸünüyorum. Bundan öte mutlaka bir turizm vizyonu taşıyacaksa ilçemiz ki öyle planlanmasını istiyoruz. Bugüne kadar ki bütün çalışmalarımızı, telkinlerimizi ona uygun mutlaka bir ÅŸehir müzesinin orada olmasını bunun da bir takım kültür insanlarının orada tanıtılması orada yad edilmesi deÄŸil onlardan da öte bir yaban hayati müzesinin bir bitki müzesinin bir etnografya müzesinin hatta bu içinde yaÅŸamış süre içinde Yusufeli barajı müzesinin hatta bir adım da ötesine geçip minia Yusufeli’nin, Yusufeli’nin en son ÅŸekliyle bir minyatürünün baÅŸtan aÅŸağı Yusufeli 2 km’ye 500 m’lik bir alanda yer almaktadır. Bunu onda bir küçültürseniz 200 m’ye, 50 m’lik bir alanda bütün Yusufeli’nin yeniden minyatür olarak inÅŸa edilmesini, gelecek nesillere aktarmak üzere bu tarz projelerimiz, bu tarz tasarımlarımız bununla ilgili bilim adamlarıyla görüÅŸtüÄŸümüz, konuÅŸtuÄŸumuz güzel olacağı konusunda kanaat oluÅŸturduÄŸumuz çalışmalarımız var. Bunun yanında bir herbarium yani aÅŸağı da kaybettiÄŸimiz bitki türlerinin çeÅŸitlerini yukarıya taşıyacak bir alanı oluÅŸturmak gibi fikirlerimiz de var. Ancak bunu tamamıyla neyi ne kadar yapıp yapabileceÄŸimizi proje merkezimiz olmakla birlikte yapacağımız çalışmaları yeni yerleÅŸim yerinde yapım süreci belirleyecektir.

-Ayrıca bir önerim var. Artvin Kültürüne en büyük katkıları yapan, Yusufelili örnek insan (adı genç kuÅŸaklarca fazla bilinmeyen)  Mustafa Adil Özder’le ilgili bir müze kurulamaz mı? EÄŸer bu hayalim gerçekleÅŸirse evimde sakladığım ona ait bazı önemli belge ve eÅŸyaları o müzeye bağışlamak isterim. Hatta o müzenin düzenlenmesinde manevi kızı olarak görev almak benim için onur kaynağı olur.

-Kesinlikle memnuniyet duyarım. Ama bu mevcut yerde deÄŸil yeni yerleÅŸim yerinde olması gereken bir çalışma olduÄŸunu düÅŸünüyorum. Ama önümüzdeki 4 yıl içerisinde oraya yönelik olarak neyi nasıl yapacağımız konusunda proje geliÅŸtirmemiz gerektiÄŸine inanıyorum. Dolayısıyla M.Adil Özder ismi benim için önemli bir isim mutlaka o ÅŸehrin bir yerinde, müzenin bir bölümünde yaÅŸatılması gerektiÄŸine inanıyorum.

-GeçtiÄŸimiz yıllarda Yusufeli’nde düzenlediÄŸiniz sempozyumlar ile Ankara’ da katıldığınız toplantı ve paneller de, sizi hep olumlu görüÅŸlerinizle tanıdık. Güler yüzünüzle, siyasi farklılıkları gözetmeyen davranışlarınızla, samimiyetinizle belleklerde yer eden bir siyasetçisiniz. Yusufelili hemÅŸerilerimizin, sizdeki bu üstün niteliklerin farkında olmaları, gurbetteki Yusufelileri de memnun etmektedir. Bu birleÅŸtirici ve kaynaÅŸtırıcı tavrınızla, gönüllü çabalara ivme kazandırdığınızı, kültür severleri deÄŸiÅŸik etkinliklerde buluÅŸturduÄŸunuzu görüyoruz. Bu konuda yeni projeleriniz var mı?

-Bu düÅŸünceler için özellikle teÅŸekkür ediyorum. Ben sadece görevimi yapmaya çalışıyorum. Bunun dışında ekstra bir ÅŸey yaptığımı düÅŸünmüyorum. Nasıl düÅŸünüyorsam düÅŸündüklerimi öyle ifade etmeye çalışıyorum. Sadece bana arkadaÅŸlarımın daha önce çalıştığım yerlerde balık gibisin derlerdi. Ä°ÅŸ gördün mü dayanamıyorsun balığın suya atlaması gibi atlıyorsun derlerdi. Belki biraz iÅŸ koliÄŸim o anlamda dolayısıyla iÅŸimi yaparken de bütün hücrelerimle yaptığım iÅŸi hissetmek istiyorum ve gerçekten hissediyorum. EÄŸer bir baÅŸarı varsa o da beni bir ÅŸeyler yapmaya itiyorsa bu durum çünkü hiçbir ÅŸeyi ötelemek, iyisini yapmak varken kötüsünü yapmak beni tatmin etmiyor. Kendim de yapabileceÄŸimin en iyisini ortaya koymak gibi bir zorunluluk hissediyorum. Yayınlarla ilgili baÅŸka projelerimiz de var. Özellikle Yusufeli’nin geleceÄŸi dediÄŸimiz zaman turizm ve turizm deÄŸerleri bugün yeni turizm konseptinde doÄŸal turizm alanlarının yanında yapay turizm alanları oldukça ilgi çekiyor ve yeni ilçemizde yapay turizm alanları da oluÅŸturmamız gerekiyor. Bununla ilgili de yapılacak her türlü yayın her türlü araÅŸtırmayı da desteklemek zorundayım, destekleyeceÄŸim. Çünkü geleceÄŸi bir ÅŸeyler bırakabilmek istiyorum. 

Yusufeli doÄŸa sporlarının merkezi olmalı ve bununla ilgili yapılacak araÅŸtırmaları ve çalışmaları desteklemeyi düÅŸünüyorum. Yine bununla ilgili irtibatlarım da çalışmalarım da var. Bu toprakların geçmiÅŸi ile alakalı özellikle kaleler, tarihi eserlerimiz var. Kaleler neden bu coÄŸrafyada sorduÄŸumuzda bu bölgeyi çalışmış bilim adamlarının çok tatmin edici bilgilere ulaÅŸamıyorum. Bunları daha derinleÅŸtirecek bunların hikâyelerini yazacak insanlara ihtiyacımız var. Bizim coÄŸrafyamızın yolla buluÅŸtuÄŸu yıllar 1960’lı 70’li yıllar dolayısıyla karayollarının hikâyesini çalışan bir arkadaşımız var. Onların yazmasını istiyorum. Elimden geldiÄŸince bu topraklar üzerinde her türlü yaÅŸanmışlıklara dair kayıt altına ne alınabiliyorsa, maddi imkânlarımız yettikçe bunla ilgili çalışabilecek insanlar oldukça bunları desteklemeyi düÅŸünüyorum. Birde kendi içinde bulunduÄŸumuz süreci de baraj sürecini de yazıyoruz, yazmaya çalışıyoruz. Vakanüvislik yapıyoruz. Evrakları toplayıp onları da bir kitap olarak gelecek nesillere sunma gayretimiz var.

-Dergilere, gazetelere yansıyan, konuÅŸmalarınızda dillendirilen daha nice konu var ele alınacak. Ama yukarıda da açıkladığım gibi söyleÅŸimizin ağırlık noktası kültür olsun istedim. Bu konuda ya da baÅŸka hususlarda söyleyecekleriniz varsa onları da bilmek isteriz.

-Söylemek istediklerimi bir çırpıda hatırlayabildiklerimi söyledim. Kültürün insanı insan yapan en önemli unsurlardan birisi veya insanı diÄŸer insanlardan ayrıştıran unsurun kültür olduÄŸunu o kültürün coÄŸrafyanın insana nakÅŸettiÄŸi güzellikleri olduÄŸunu o insanlarda dışa vurumun bir anlatımı olduÄŸunu düÅŸünüyorum. Dolayısıyla Yusufeli insanı, Yusufeli coÄŸrafyası harika…

-SöyleÅŸi için teÅŸekkür eder, çalışmalarınızdaki baÅŸarıların sürmesini dilerim.

 -Bu insanları, bu coÄŸrafya yetiÅŸtiriyor. Dolayısıyla bu kültür tamamıyla bu coÄŸrafyanın, buna iliÅŸkin ne derlenmesi gerekiyorsa, yaÅŸanmış olarak ne varsa bunlara katkı vermeye sonuna kadar çaba sarf etmeye devam edeceÄŸim. TeÅŸekkür ediyorum.


Bu makale 685 kez okundu.

Yazarın Diğer Yazıları
Serhad Artvin Gazetesi © 2012 Tüm Hakları Saklıdır.
İnönü Caddesi. Karahan İşhanı No:16/A - ARTVİN -- Tel :0(466) 212 11 29 - Faks: 0(466) 212 38 84 - E-Posta: osengun{at}hotmail.com