AnarÅŸist ruhlu…

Bahar sezonuna hazırlanan giyimciler müthiÅŸ indirimler yapıyorlar. Artık kışlık kıyafetleri raflardaki yerini yavaÅŸ yavaÅŸ terk ediyor. Özellikle bayan kıyafetlerinde inanılmaz indirimler yaÅŸanıyor. Söz gelimi kışlık bir ürün geliyor, üç yüz yirmi liradan satışa sunuluyor. Kışlık bayan giyeceÄŸi, uzun bir montta diyebilirsiniz. Kaliteli bir ürün ve gösteriÅŸli… Kısa zamanda hanım müÅŸteriler ürüne hücum ediyor ve tanesini üç yüz yirmi liradan satın alıyorlar. Aradan yirmi gün geçiyor, firma aynı ürüne yüzde elli indirim yapıyor, fiyatı bu kez yüz altmış liraya iniyor. MaÄŸaza yine müÅŸteri kaynıyor. Bu kez ürün daha çok satıyor ve elde sadece battal bedenler ve daha küçükleri kalıyor. Ve üründen hala yüzlerce var. Firma aynı ürüne yeniden yarı yarıya indirim yapıyor. Bunu çeÅŸitli yollarla müÅŸterisine duyuruyor. Özellikle cebine mesaj gönderme yöntemi daha etkili oluyor. Mesajı alan maÄŸazaya koÅŸuyor. Ürünün fiyatı seksen liraya iniyor. MaÄŸazada herkes üzerine uyacak bedeni bulma çabası yaşıyor. Kalan bedenler de en son gelen müÅŸteriler tarafından baÅŸkalarına telefon edilerek tam bedeninize göre diye çaÄŸrı yapılıyor.

Bir bakıyorsunuz iki gün çekmiyor, battal beden dâhil tüm ürünler satılıyor.

                Åžimdi aynı üründen üç yüz yirmi liraya satın alan var. Yüz altmış liraya satın alan var. Seksen liraya satın alan var. Rakam aralıklarındaki müÅŸteri yoÄŸunluÄŸu kimde dersiniz? Ürün ilk piyasaya sürüldüÄŸünde üç yüz yirmi liradan satın alanlar çoÄŸunlukta. Sırayı ikinci fiyatı olan yüz altmış liralık müÅŸteriler takip ediyor. Ve son sırayı seksen liralık müÅŸteriler oluÅŸturuyor. Ürünü ilk fiyatından alanda mutlu, son fiyatından alanda mutlu... Aynı ürün daha uzak illerde daha pahalı... ÖrneÄŸin Artvin’de, Ardahan da dört yüz liranın üzerinde.

                Bu sistem etik mi deÄŸil mi kimse bunu sorgulamıyor!

Piyasada bu biçimli ekol oluÅŸturulmuÅŸ. Ancak altında yatan bir gerçek var. Bu ürünün maliyeti ne kadar olur diye insan düÅŸünmeden edemiyor? Son partiler de bile yani seksenden satılınca maÄŸaza çalışanlarının yüzü gülüyor. Demek bu fiyat üzerinden hala para kazanılıyor. Ä°yi de seksenden para kazanabiliyorsan, üç yüz yirmiye niçin satıyorsun? Bunu sormaya kalktığında suçlu duruma düÅŸüyorsun! Acaba bizdeki tüketici daha mı bilinçsiz diye aklıma getirmek istiyorum. Ä°yi de bu denli bilinçsizlik olmaz ki? Aynı ürün EskiÅŸehir de bu fiyatlardan gidiyor ama GüneydoÄŸuda dört yüz elli liradan çok satılmış. Yani denilebilir ki kimse zorla satmıyor! Ä°yi de bir maliyet kar, eder-deÄŸer iliÅŸkisinin dengeli olması gerekmiyor mu? Kimse iÅŸin bu yanını aklına bile getirmiyor. Oysa bu kıyafeti satın almak için aylarca tasarruf yapıp biriktiren aileler var. Ama satın almaya gelince sanki batan geminin bir malı diye maÄŸazaya hücum ediliyor.

Bilinçli tüketici olmadığımız düÅŸüncesi beynimi daha çok zorluyor.

Tepkisiz toplum ve bilinçsiz tüketici… Bu yakın ikili birilerinin iÅŸine çok yarıyor. Yani evir çevir istediÄŸin fiyattan satıver. Nasılsa kimse sesini çıkarmayacaktır. Birde adını serbest piyasa koydun mu mesele yok demektir!

Peki, ben çıkardım sesimi ne oldu? Ne olacak anarÅŸist ruhlu oldum.

Yeri geldi mi kendimi tutamıyor, aynı ÅŸeyleri defalarca yazıyorum. Geçen ramazanda Ä°stanbul’dayım. Büyük bir alış veriÅŸ merkezi var. Adına itimat deyin, doÄŸru deyin, Emin deyin, Güven deyin… Onlardan birisi, yani müÅŸteriye en başından güven veren bir duruÅŸ sergiliyor. Hadi ürün ismini de verelim. Kaysı ramazana girerken üç liradan satılıyor. Birkaç gün sonra dört lira, sonra beÅŸ lira, yedi lira oluyor. Aynı ürün sekizi dokuzu görüyor. Ramazan on beÅŸ demeden de bizim kayısılar on bir liradan satılıyor. Gidip noktayı koyuyorum, olmaz arkadaÅŸ diyorum. Takım elbiseli elit grubundan birisi geliyor. Tartışmalarımız ona kadar gitmiÅŸ. Beyefendi alış veriÅŸ merkezinin sahibi. Kolumdan tutup dışarı doÄŸru çekiyor. Daha da tartışıyoruz. Çıkar mısınız, diyor. Kimse sana zorla mı mal satıyor? Ä°ÅŸine gelirse alırsın, iÅŸine gelmezse almazsın kardeÅŸim! Ama sizin derdiniz baÅŸka. Siz anarÅŸist ruhlusunuz, adam olmasınız! Sizin gibileri iyi bilirim. Ne çektiyse bu ülke sizin gibi anarÅŸistlerden çekti. Åžimdi çıkın ve müÅŸterilerimi rahatsız etmeyin. Geriye dönüp bakıyorum. Adam haklı, ben anarÅŸist olmalıyım! Kaysının başında bir sürü insan var. Bizim kayısılar yok satıyor…

                                                                                                Sevgi ile kalın. 

Bu makale 268 kez okundu.