Ömer YERLİKAYA
Güzel Hasletlerimiz?
27.11.2014

 

Güzel Hasletlerimiz…

 

Efendim millet olarak güzel hasletlerimiz vardı. Sevgi, hoÅŸgörü, tevazu, misafirperverlik, yardımlaÅŸma ve benzeri çok ÅŸey… Acaba bu güzelliklerimizi sürdürebiliyor muyuz? Ne dersiniz? Ä°sterseniz önce ÅŸuradan baÅŸlayalım; Küçük yerleÅŸim birimlerine bakarsanız hala sorun olmadığı gözüküyor. Sevgi, saygı, hoÅŸgörü, misafirperverlik devam ediyor. Bir tek yardımlaÅŸma eksik gibi duruyor. Kimse kimseye borç verip almıyor, kefil olmuyor. Yani nakdi, mali, ticari iÅŸler tamamı ile askıya alınmış. Peki, büyük ÅŸehirlerde durum nasıl? Ä°ÅŸte sıkıntı da buralarda kendini gösteriyor. Eski bir tanıdıkla diyelim ki büyük ÅŸehirde yıllar sonra karşılaÅŸtınız. Normalde ona zaman ayırıp, ÅŸehri birlikte gezmeniz, onunla ilgilenmeniz gerekiyor. Ama siz ne yapıyorsunuz? Bir yerde oturup bir çay içiyor ve kafanızdan onca senaryo geçirip en ikna edici olana da karar kılıyor ve çay sonrası bunu arkadaşınıza açıklıyorsunuz. Kusura bakmayın sizinle ilgilenmek isterdim ama inanın önemli bir mazeretim var. KeÅŸke daha uygun bir zamanda birlikte olabilseydik! Nedir önemli mazereti; hastalıktır, çocukla ilgili bir sorundur, bir yere gitmesi gerekiyordur vs.

Ä°ÅŸin aslı nedir? Bu mazeretler afaki mazeretlerdir.  Ya cebinde arkadaşına yedirip içirecek parası yoktur, ya ek masrafı kaldıracak durumda deÄŸildir. En iyisi kalbini kırmadan sav başından gitsin dümenidir. Bunlar yaÅŸanıyor mu? Ne yazık ki yaÅŸanıyor. Ä°nsanlar niçin bu yolları tercih ediyorlar? Büyük ÅŸehirlerimizde yaÅŸam giderek daha maliyetli olmaya baÅŸladı. Herkesin bir bütçesi var ve bu  harcamanın dışına çıkıp kimse ekstra bir harcama yapmaktan kaçınıyor. Çok yakınınız olursa da yapılacak bir ÅŸey zaten kalmıyor, mecburi ilgileneceksiniz. Rutin bir hayat insanların peÅŸini bırakmıyor. Günlük iÅŸleri büyük ÅŸehir koÅŸuÅŸturması, pazar yerinden haftalık alışveriÅŸ iÅŸleri ve benzeri ÅŸeylerdir. Hele havaların soÄŸuması ile birlikte soÄŸuÄŸu iliklerinizde hissederek yaÅŸamakta buralarda oldukça yaygın. Yani topluca oturulan bir odanın doÄŸalgaz vanası açık tutuluyor, yatak odaları dâhil diÄŸerleri kapatılıyor. EÄŸer küçük çocuk varsa da onun adası oldukça kısık yakılıyor. Millet yorgan, battaniye sarılıp yatıyor. Peki, mis gibi bütün odaları yaksan, her oda sımsıcak olsa iyi olmaz mı? Tabii iyi olur ama üç artı bir evinize dört yüz bin lira civarında bir doÄŸal gaz faturasına da hazırlıklı olmalısınız. Tasarruf tabii ki güzel bir ÅŸey ama geceleri üÅŸüyerek uyumanın zorluÄŸu da tasarruf niyetli olmasa gerektir, daha çok zorunluluk gibi bir durumdur.

                Ä°nsanlar komÅŸuluk iliÅŸkilerinden çok kendi  iÅŸlerini güçlerini düÅŸünmek durumundalar. Hani hep duyarsınız ya aynı apartmanda oturan aileler birbirini bile tanımıyorlar, diye! Ä°nanın bu hiç abartı deÄŸil, gerçeÄŸin ta kendisi. Bazen asansörde karşılaşıyorlar bazen de giderlerse yönetim kurulu toplantılarında bir araya geliyorlar. Hepsi bu kadar…  Özellikle Ä°stanbul da sabahları geç kalkıp öÄŸleye doÄŸru kahvaltı ve yemeÄŸi birlikte yapıp öÄŸle yemeÄŸi saymakla ve bir akÅŸam yemeÄŸi ile de iki öÄŸüne düÅŸürmekte çare bulan aileleri daha önce de yazmıştım. Bu uygulamayı yapan ailelerden dinlemiÅŸtim bunu. Bir çay ocağında oturuyorsunuz, bir arkadaşınızla çay içiyorsunuz, sizi tanıyan masanıza geliyor garsonda ona çay getiriyor. Bir bakıyorsunuz çayların sayısı yirmiyi bulmuÅŸ. Ä°lk oturan yani çayları ödemesi gereken ÅŸahıs bir mazeretle ya iki çay verip uzaklaşıyor, ya ÅŸimdi geliyorum diyerek çıkıp gidiyorlar. Ne yalan söyleyeyim birkaç kez aynı durum başıma geldi ve tanımadığım bir sürü insanın çay parasını ödemek bana düÅŸtü. Paranın gereÄŸinden çok kıymet ifade etmesi ve yaÅŸamın giderek daha maliyetli olması bu gerekçelerle insanları tanıştırmaya baÅŸlamıştır. Ä°ÅŸsizliÄŸin yüksek olduÄŸu ülkemizde gençlerimizin baba parası ile gezmesi ise daha sıkıntılı bir durumdur. DolmuÅŸlarda bozukluÄŸu eksik verdinizse ÅŸoför tarafından ikaz ediliyor, bozuÄŸum çıkışmadı lafı bir iÅŸe yaramıyor. Kâğıt paranı ver oradan alalım kardeÅŸim diye de bir azarla karşılaÅŸabiliyorsunuz. Belki küçük yerlerde deÄŸil ama buralarda beÅŸ kuruÅŸun on kuruÅŸun hesabı yapılıyor. Ondan alma ÅŸundan alma bu kuruÅŸlar kaça çıkıyor haberin var mı? KardeÅŸim diye bir cevap yapışıyor yüzüne…

                Ä°stanbul da aralarında anlaÅŸamayan beÅŸ katlı on dairenin sahibi baba oÄŸul vardır. Birer dairelerde kendileri oturmakta, diÄŸer sekiz daire kiradadır. Aralarında da yarı yarıya bölünmüÅŸtür kiralık daireler. OÄŸlan bonzai çeker akÅŸamları evde babası ile tartışır, kavga eder. Polis gelir ikisini de götürür gözaltında tutar. Sonraları huzursuzluk sürer gider. Kabak kiracıların başına patlar; yok ÅŸu daireyi satıyorum, yok burasını satıyorum diye kiracılar sıcak soÄŸuk demeden sokak ortasında bırakılırlar. Çıkan kurtulur. O binada kavga gürültü hiç eksik olmaz. Kiracılar baba ile oÄŸulun kavgalarından bıkarlar. Aralarında ne zaman güçlü bir kavga çıksa ya kiralara yüklü bir zam gelecektir ya da birilerine yine yol görünmüÅŸ demektir.

                                                                                                                                             Sevgi ile kalın. 


Bu makale 339 kez okundu.

Yazarın Diğer Yazıları
Serhad Artvin Gazetesi © 2012 Tüm Hakları Saklıdır.
İnönü Caddesi. Karahan İşhanı No:16/A - ARTVİN -- Tel :0(466) 212 11 29 - Faks: 0(466) 212 38 84 - E-Posta: osengun{at}hotmail.com