Aydın KARASÜLEYMANOĞLU
MUSTAFA KEMAL?LER TÜKENMEZ
18.11.2014

 

MUSTAFA KEMAL’LER TÜKENMEZ

 

Aydın KARASÜLEYMANOĞLU

 

Ölüm, yaşam kadar gerçekken, gerçekle yüzleşmenin başka bir adı iken, nedense hep acıyla anılır. Burukça anlatılır. Doğanın değişmez yasası üzüntüyle karşılanır hep. Geçtiğimiz günlerde birçok ozanımızı, yazarımızı yitirdik. Toplum yaşamında olduğu gibi yazın dünyasında da yaprak dökümü sürüyor. Yazın dünyamızın öksüzlüğü, yeni kişilerin devreye girmesiyle azalsa da, yeni soluklarla canlılığını sürdürse de, her ölüm içimizden bir şeyleri eksiltiyor.

Ünlü ozanlarımızdan eğitimci Halim Yağcıoğlu da ayrılmıştı aramızdan. En güzel Mustafa Kemal şiirleri yazan ve ürünleri ders kitaplarına alınan Yağcıoğlu benim öğretmenim olmadı. Ancak çok yakın dostlarımın, tanıdık yazın emekçilerinin edebiyat öğretmeniydi. Bu nedenle kendisine öğretmenimmiş gibi yakınlık duymaktaydım. Liseye başladığım yıllarda artan kitap okuma sevgim, Artvin gibi iki günde bir postanın geldiği küçük bir ilde beni Halim Yağcıoğlu ile buluşturmuştu. Anzelha adlı kitabını alıp okumuştum. Daha sonraları Ankara’da görüşme fırsatım oldu.

Yağcıoğlu, Zonguldak, Eskişehir, Urfa, Sivas, Gaziantep ve Bolu’da edebiyat ve İngilizce öğretmenliği, yöneticilik yapmış binlerce öğrenci yetiştirmişti. Öğrencilerinden öğrendiğime göre, edebiyatı sevdiren, şiiri önemseyen bir eğitimciymiş. 90 yaşına yaklaşırken ölümü, bizleri üzdüğü kadar düşündürdü de. Son yıllarını çatı katında dizlerine battaniye örterek geçiriyordu. Şiirleri ders kitaplarına giren, ezberlenen güçlü bir ozan, ziyaretine giden birkaç öğrencisi ve dostunun dışında yalnızdı. Onun için, yaşamının son günlerinde ne bir gün yapılmıştı ne de özel bir sayı çıkartılmıştı. Edebiyatla ilgili kuruluşlar bile Yağcıoğlu’nu unutmuş gibiydiler.

Mankenlerin, oyuncuların, ses sanatçılarının sevgili değiştirmesi kadar ölümü haber yapılmadı Yağcıoğlu’nun. Bizi üzen bir büyüğümüzün aramızdan ayrılması değildi. Çağdaşlığımıza, kültürlülüğümüze ters düşen bu ilgisizliğin sürmesiydi. 1940’lardan bu yana yazınımıza soluk aldıran, ürünler ortaya koyan, binlerce öğrenci yetiştiren eğitimci bir ozanın, topluma ne kattıkları tartışılan yeni yetmeler kadar görsel ve yazılı basında önemsenmemesiydi.

Yağcıoğlu, 20’lı yaşlarda şiire başladı. Önce halk şiirini kendisine temel yaparak hece ile ürünler verdi. Daha sonra yeni akımları benimseyerek serbest şiire yöneldi. Bir süre bireysel duyguların egemen olduğu şiirler yazdı. Daha sonra toplumsal içerikli şiirlerle kendini kanıtladı. Kurtuluş ve Atatürk ile ilgili şiirleri ile ünlendi.

Arkanızda bir iz bırakmışsanız ölüm fazla bir anlam taşımaz. Beden sonsuza kadar susar ama geride bıraktığının eserler, işlevini sürdürür. Yeri geldikçe onlar tavır koyar, toplum adına konuşur. Ölümlerin üzüntülüsü, gelecek kuşakları etkileyecek kalıcı bir eser ortaya koymadan bu dünyadan çekip gitmektir.

Yazımızı, Atatürkçülüğün tartışılır hale getirilmek istendiği bu dönemde, Yağcıoğlu’nun “Mustafa Kemal'ler Tükenmez” başlıklı şiiriyle bitirmek istiyoruz:

 

Tükenir elbet gökte yıldız, denizde kum tükenir
Bu vatan bu topraklar cömert
Kutsal bir ateşim ki ben sönmez
İnanın Mustafa Kemal'ler tükenmez

Ben de etten kemiktendim elbet
Ben de bir gün geçecektim elbet
İki Mustafa Kemal var iyi bilin
Ben işte o ikincisi sonsuzlukta
Ruh gibi bir şey görünmez
İnanın Mustafa Kemal'ler tükenmez

Hep kardeşliğe bolluğa giden yolda
Bilimin yapıcılığın aydınlığında
Güzel düşünceler soyut fikirlerde ben
Evrensel yepyeni buluşlarda
Geriliği kovmuşum ben dönmez
İnanın Mustafa Kemal'ler tükenmez

Başın mı dertte beni hatırla
Duy beni en sıkıldığın an
Baştan sona her şeyiyle bu vatan
Sakın ağlamasın Kasım'larda Fatih'ler Kanunî'ler ölmez
İnanın Mustafa Kemal'ler tükenmez 


Bu makale 675 kez okundu.

Yazarın Diğer Yazıları
Serhad Artvin Gazetesi © 2012 Tüm Hakları Saklıdır.
İnönü Caddesi. Karahan İşhanı No:16/A - ARTVİN -- Tel :0(466) 212 11 29 - Faks: 0(466) 212 38 84 - E-Posta: osengun{at}hotmail.com