Çaresiz bir babanın feryadı

2016-09-23 05:22:30

 Çaresiz bir babanın feryadı

Çok şey istemiyorlar içerisinde güvenle yaşayabilecekleri bir ev istiyorlar

Borçka ilçesinde yaşadıkları zor şartlara rağmen hayatlarını sürdürmeye çalışan Alaattin Çelik adlı vatandaş, içerisinde güvenle yaşayabilecek bir ev için yardım istiyor. Alattin Çelik, çocukları ile birlikte yaşadıkları evin güvensiz olması, heyelan tehdidi altında bulunması ve evin harabe olmasından yakınarak yardım talebinde bulundu. Sel, heyelan ve çığ tehlikesi ile karşı karşıya kaldıklarını söyleyen Çelik, gerek ekonomik gerekse de fiziksel imkansızlıklar nedeniyle duvarı yaptıramayacak güçte olduğunu beyan ederek, “Bu duvar yapılmaz ise dört kişi canlı canlı öleceğiz” şeklinde konuştu.

Bu evde canlı canlı toprağa gömüleceğiz

Artvin Borçka ilçesinde harabe bir evde yaşadıklarını söyleyen çaresiz baba Alaattin Çelik, 2 sinirsel çocukların tedavisi ve tehlike altında olan derme çarpma evi ve evinin arkasına duvar yapımı için yardım çağrısı yaptı. Sıkıntılarını duyurmaya çalışan Baba, Alaattin Çelik, devletin ve bir hayırsever, sığınacak bir ev ve zihinsel çocuklarına ve kendisine, "Lütfen biri yardım etsin. Ben bu duvarı yaptıramaz isem büyük bir felaket yaşayacağız. Canlı canlı toprağa gömüleceğiz" diye konuştu.

Borçka İlçesine bağlı Düzköy’de oturan Alaattin Çelik (46),” Bana bir Allah birde Recep Tayyip Erdoğan ve Borçka Kaymakamı sahip çıkıyor ama yeterli olmuyor. Ben evimin arkasındaki duvarı bir türlü yaptıramadım. Felaket iki kez kapıma dayandı. 3. Çiğ kopmak üzere sürekli bu toprak geliyor. 2,5 metre perde beton yapsalar çok memnun olurum. Evim her an tehlikede. Sıkma teliyle bağlamışım. İki tane özürlü evladım var. Biri 27 yaşında kızım beyinsel özürlü, 20 yaşında oğlum sinirsel özürlü. Bende sinirsel özürlüyüm ve fazla çalışamıyorum, gezemiyorum. Devletime sesleniyorum. Biz ve bizim gibilere sahip çıksın” şeklinde konuşarak yardım talebinde bulundu.

Çelik: Bu sese lütfen kulak verin

Telefonlarımı açmıyorlar, ihtiyaçlı olduğum için mi açmıyorlar bilmiyorum. Devletime sesleniyorum diyen Alaattin Çelik; “sahip çıkarlarsa Kaymakamımız, valimiz, cumhurbaşkanımız olsun bize veya bizim gibilere sahip çıkmasını saygılarımla arz ediyorum. Evim için eski sacları topladım evim için bir de malzeme aldım malzemeciden ama evim her rüzgarda, yağmurda, her selde çocuklarımla nöbetleşe yatıyoruz. Ne olur bana sahip çıkın.

Bu ev yaşanacak bir ev değil. Yağmurdan korunmak için branda çektim, fareler çok aşırı derecede var, kedi kadar büyükler. Ne yapacağımı bilmiyorum, şaşkınım. Tavanım çöküyor. Sac da eski yağmur yağınca yerlere yeğenleri koyuyoruz. Camlar tam 50 senelik akoşkalar da camları da bantlamışım. 50 senelik divanda yatıyorum. Devletime sesleniyorum bize sahip çıksınlar.

Küflü ekmekleri yiyoruz. Sudan dolayı, sular da bozuk. Bu küflü ekmeği temizleyip yiyorum. Köpeklerin bile bazen yemediği şeyleri bile yiyorum. Yetemiyorum 3 tane özürlü çocuğum var, eşimde tansiyon hastası oda hasta bende öyle bir Yeşim kızımız sağlam olarak bize bakıyor. Bari bize tabut göndersinler açlıktan, her şeyden küften ölürsek bari komşularım yorulmasın tabuta koyup gömsünler. Bu kadar Türkiye’de herkese sahip çıkılıyor da bana da sahip çıksınlar. Sadece bana evime yuvama değil tüm Türkiye’de bizim gibi olanlara da sahip çıkılsın” ifadeler ile yaşadığı çileyi özetlemeye çalıştı.

Evin fertlerinden Nazmiye Çelik ise,” Ben çok korkuyorum bu evde geceleri yatamıyorum yağmur yağınca rüzgar esince zaten de sel oldu. Karşı tepeyi aşağı inerken görünce psikolojim bozuldu.

Açık Öğretimden liseyi okuyorum, Önceden ortaokulu burada köyümüzde okuduğumuz için liseye gönderemedi çünkü biz dört kardeştik ben gidersem ötekilerde isteyecekti. Bende maddi imkansızlıklar yüzünden bu hayattan vazgeçtim.

Okusaydım hemşire olmak istiyordum.  Ama Sağlık Lisesi okumam gerekiyordu. Şimdi bir hedefim yok. Evimizin hali çok kötü. Çatımız akıttığı için naylonlar serdik. Evimizin içerisine yılanlar girdi. İstediğim tek şey evimizin tuğladan olması ve tuvalet banyonun ayrı olmasıdır. Tuvalet, banyo ve mutfağa aynı kapıdan giriyoruz ve bu kadar çirkin bir şey olamaz” diyerek yaşam öyküsünü dile getirdi. 


Serhad Artvin Gazetesi © 2012 Tüm Hakları Saklıdır.
İnönü Caddesi. Karahan İşhanı No:16/A - ARTVİN -- Tel :0(466) 212 11 29 - Faks: 0(466) 212 38 84 - E-Posta: osengun{at}hotmail.com