DSP Genle Başkanı Türker Artvin´de

Demokratik Sol  Parti (DSP) Genel Başkanı Mahsun Türker, Dış politikada Türkiye´nin bir kaos içinde olduğunu ifade ederek "Sıfır Sorun Politikasıyla yolan çıkanlar bugün değerli bir yalnızlık içindeler"

Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkanı Mahsun Türker, Ankara Milletvekili veTokyo eski büyük elçisi Naci Sarıbaş, Milletvekili birinci sıra adayı Nihat Usta ve ikinci sıra adayı Mete Kara, il başkanı Dursun Bilir ve bazı partililer eşliğinde basın mensuplarıyla bir araya geldi. Şehir merkezinde vatandaşı selamlayan Türker daha sonra seçim otobüsünde basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

Türker, Dış politikada Türkiye´nin bir kaos içinde olduğunu, uluslar arası arenada Türkiye´nin taviz vermeden beraber yürüyebileceği tek bir ülkenin bile olmadığını iddia ederek "Sıfır Sorun Politikasıyla yolan çıkanlar bugün değerli bir yalnızlık içindeler. Bugün ABD ile birlikte yürüyorsak ona tavizler verdiğimizden. Verilen son tavizlerden bir tanesi Suriye´ye kara harekatı yapma konusu. Kara harekatını seçimden sonraya bırakmaya çalışıyorlardı. AKP bu konuda bir çılgınlıkta yapabilir. Seçimi kaybedeceğini görünce savaşa girip seçimin ertelenmesini sağlayabilirler. Umarım böyle bir çılgınlık yapmazlar. Bu riskin önüne geçecek kimse de yok. Bir belirsizlik var. Genel Kurmay Başkanı bugün iş başı yaptı mı bilmiyorum. Sağlık durumu nasıl bilmiyorum. Yaklaşık 15 gündür bir fotoğrafını bile görmedik. Acaba ameliyat mı oldu, ne oldu ne bitti bilmiyoruz" dedi.

DSP olarak Mursi´nin idam edilmesine karşı olduklarının altını çizen Türker, hükümetin bu duruma karşı olmasına rağmen büyük elçileri geri çektiği için diplomatik olarak herhangi bir serzenişte bulunamadığını savundu.

Türker Mısır Cumhur Başkanı Sisi´ye mektup göndererek bu idamların yanlış olduğunu, daha önce Türkiye´de de yaşandığını ve sonra bu idamların haksız yere yapıldığının farkına varıldığında idam edilen kişilerin geri getirilemeyeceğini bundan dolayı da bu idamlardan vaz geçilmesi gerektiğini talep ettiklerini söyledi. Türker " Konuşarak laf üreterek değil, diplomatik yöntemlerle yol göstererek yapmak azım. Biz hükümetin aksine Mısır´a aramızda ki ilişkilerin geçmişten bu yana iyi olduğunu, buna dayanarak ta bu yargımızı söylüyoruz. Düşman gibi değil. Bizi kimin başta olduğu ilgilendirmez. Eğer bir hükümet meşrutiyet kazanmışsa ona uluslara arası camiada uymamız gerekir. Maalesef bizim AK Parti İhvan Kardeşlerle özdeş, Cumhurbaşkanımızda kendisini Mursi ile özdeş görüyor. Bu yüzden Türkiye´de yapılmayacak şeyler yapılıyor. İyi ilişkiler içinde olmaları gerekirken, yeni politikalar geliştirmeleri gerekirken dönüyorlar Türk Medyasına da saldırıyorlar. En son Aydın Doğan´a ve bazı gazetelere yapılan saldırı kabul edilemez. Çünkü onların Cumhurbaşkanlarına kastları yok. Mursi yüzde 52 oy aldı. İdam edilmemesi gerektiğini haber yapıyorlar. Ak Parti yeni bir düşman yaratmak için Aydın Doğan´a saldırıyor. Çünkü Ak Parti her dönem düşman yaratarak seçim kazanıyor. Bu paralel düşman eskidi. Kimse paralel devlet var,darbe olacak söylemlerine inanmadığı için, şimdide medya ile kavga yaparak seçime girmek istiyorlar. Buda hem basın özgürlüğüne hem de basın çalışanlarının özgürlüğüne darbe indirmektir. Asıl darbeyi hükümet basına yönelik yapıyor. İtibarsızlaştırmaya, ekonomik yapıyı bozmaya çalışıyor. El altından bu medya şirketlerine verilen reklamları kısıtlamak  için görüşmeler yaptığı söylentileri var. Önümüzde ki dönem dış politikada yep yeni bir sayfa açmamız gerekiyor. Bu sayfanın açılabilmesi içinde bu parlamentonun 4 parti sistemine yeni partilerin girmesi gerekiyor. Şuanda günlük, romantik ideolojik dış politika yapılıyor. Bu politikanın düzeltilmesi gerekiyor" diye konuştu.

Son 13 yılda insanların gelirinin programlı olarak azaltıldığını iddia eden Türker bu insanların geçine bilmek adına borçlanarak yaşadığını söyledi. Türker" Bu insanlar bu güne kadar borçlanarak yaşadığı için iktidar eğer hükümet bozulursa istikrar bozulur faiz artar diye korkutarak oylarını aldı. Bu seçim artık insanların özgürlüklerini aramak istedikleri seçimdir. İktidar ciddi bir şekilde yolsuzluğa ve haksızlığa yol açtılar.

Son üç seçimdir insanlar hep öğretilmiş çaresizliğe itildi. Kimisi yoksullaşmanın kölesi olup çaresiz kaldı. Kimide aman ha oylar bölünmesin Ak Partiyi düşürelim diyerek ana muhalefete yöneldiler. Bu dönem herkes kendi yolunu arayacak. Ana muhalefetin bir kısmı oylarını HDP´ye vereceğim deyince, muhalefet partisi lideri ne diyor. Biz hayır kurumu muyuz. Kızılay mıyız? Sakın oylarınızı vermeyin. Sıra bizim DSP´nin oylara gelince bizden 3 dönemdir oy istediler. Şimdi biz diyoruz. Biz hayır kurumu muyuz, Kızılay mıyız? oylarımız kendimize" diye konuştu.

Demokratik Sol Partinin hedefi barajı aşmaktır

Bu seçimlerin gelecek 50 yılın şimdiden yapılanmasının temelini atacağını savunan DSP Genel Başkanı Türker "4 yıl sonra normal zamanda yapılırsa seçim bu seçimde milletvekili belediye seçimleri ve cumhur başkanı seçimimi beraber yapılacak ama görünen odur ki, Türkiye’ye biçilmiş olan, şu andaki düzen Ak Parti CHP ve Kemal Derviş üçgeninden oluşan bir  koalisyon. Koalisyonla Türkiye’nin yeniden dizaynını sağlayacaklar ama bu düzen Cumhurbaşkanına rağmen yapıldığı için Cumhurbaşkanı da büyük olasılıkla azınlık hükümeti kurarak parlamentoyu erken seçime götürecek.  Bu nedenle bu seçimin sonuçları belki de 4 yıl sonraya değil bir yıl sonra sonra yapılacak seçimin alt yapısını oluşturacak.  Demokratik Sol Partinin hedefi barajı aşmaktır, biz barajı aşmak için şuanda Türkiye’nin her yerinde arkadaşlarımız çalışıyor. Ben sizlerle buradayken genel başkan yardımcısı Ardahan’da çalışıyor diğer arkadaşlar İstanbul’da Ankara’da çalışıyor.

Bizim oylarımızın bir kısmı sandık başına gitmiyor, oyum bir işe yaramayacak diyor gitmiyor.   Yüzde beşle altı arasında AK Parti’ye oy veriyor. Bu oyları Türkiye genelinde geri ala bilmek için bir büyük bir mücadele ediyoruz, CHP’ye de giden oylar var biz şuanda daha çok Ak Partinin oylarını azaltmak üzere strateji geliştiriyoruz ve hem CHP’den hem de diğer partilerden farklı olarak biz ak partinin oylarını nasıl azalta biliriz diye bakıyoruz" ifadelerine yer verdi.