Kamu Sen Şehidine Sahip Çıktı

Kamu Sen’den, “Çözülme Süreci”ne Sert Tepki

Kamu Sen Kardeşlik için Yürüdü

Türkiye Kamu Sen İl Temsilciliği geçtiğimiz günlerde hain bir saldırı sonucu hayatını kaybeden üç askerimiz için anlamlı bir protesto gösterisi düzenledi. Kamu Sen’e bağlı sendikaların yer aldığı eyleme Türkiye Kamu Sen Artvin İl Temsilcisi İsrafil Bayrak ve yönetim kurulu, Türkiye Kamu Sen Başkanı Veli Küçük ve yönetim kurulu, Türk Diyanet Vakıf Sen İl temsilcisi Abdurrahaman Yıldız ve yönetimi, Türk Eğitim İmam Sen temsilcisi Sefer Özvar, Türk Tarım Orman Sen üyeleri, Türk Büro Sen Üyeleri,  Türk Eğitim Sen ilçe temsilcileri ve çok sayıda vatandaş katıldı.  

Çok katlı otopark önünde toplanan grup saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından Kuranı Kerim okundu. Daha sonra Kamu Sen İl Temsilcisi İsrafil Bayrak sert açıklamalarda bulundu. Bayrak yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi, “ Kıymetli Artvin Halkı, değerli kamu çalışanları ve basın mensupları, bildiğiniz üzere 25 Ekim Cumartesi Günü, 3 yiğit Mehmet’imiz Hakkâri Yüksekova’da vatan hainleri tarafından şehit edilmiştir. Bizler Türkiye Kamu-Sen Konfederasyonuna bağlı sendika temsilcileri ve üyeleri olarak Mehmetçiğe kurulan bu kalleş pusuyu ve yapılanları lanetlemek için burada toplandık. Katılımınız ve desteğiniz için teşekkür ediyor hepinize hoş geldiniz! diyorum. Öncelikle sizleri Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde hain pusuya kurban giden ve sessiz sedasız vatanın bağrına yol alan üç yiğit evladımız başta olmak üzere, tüm şehitlerimizin aziz hatıraları için bir dakika saygı duruşuna,  Kur’an Tilaveti ve ardından Fatiha okumaya davet ediyorum.  Büyük Türk Milleti istiklaline, istikbaline, hayat ve varlık haklarına kayıtsız şartsız sahip çıkacağını 29 Ekim 1923 tarihinde kurduğu yeni Türk Devletini, Türkiye Cumhuriyeti’ni kurarak göstermiştir. Öncelikle tüm milletimizin Cumhuriyet Bayramını kutluyor, bizlere bu vatanı ve bu Devleti hediye eden ecdadımızı rahmet ve minnetle anıyoruz. Bizler bu Devleti, bu Cumhuriyeti sokakta bulmadık. Bir bebek büyütür gibi, bir evlat yetiştirir gibi canımız pahasına koruduk, gözettik ve 91 yaşına getirdik.

Bilinmelidir ki; Türkiye, yalnızca 91 yıllık birikim ve tecrübenin sonucu olmayıp, mazisi asırları aşan muazzam bir seziş gücünün, çağları kavrayan bir zekâ ürününün, insanlığa örnek olan bir fedakârlık kültürünün, hepimizi bağrında toplayan bir kaynaşma ve kucaklaşma ruhunun aziz emanetidir.

Ne var ki, Türkiye’miz bugünlerde çok zorlu günler yaşamaktadır. Türk milleti eşine ve benzerine çok az rastlanacak bir bunalımın tesir, tazyik ve tahribi altındadır.

Yüzyıllardır Türk’e diş bileyen, milletimize kin besleyen, var oluşumuzun ana kaynaklarına düşman olarak bilinen çevreler son zamanlarda iyice azıtmışlar, iyice azmışlardır.

Maalesef Türkiye çok ağır, çok tehlikeli bir operasyona tabi tutulmuştur. Ne yazık ki bugün, evlatlarımızı feda ederek, hayatlarımızdan vazgeçerek yaşatmaya çalıştığımız Devletimiz, adına açılım denen bir ihanet projesi çerçevesinde soysuzların oyuncağı haline getirilmiştir.

Aldığı tavizlerle iyiden iyiye azan terör örgütü, hain pusularına sokak ortası infazlarıyla devam etmektedir. Nitekim 25 Ekim Cumartesi Günü Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde 3 yiğit evladımızı daha teröre ve açılıma kurban verdik.

“Analar ağlamasın, akan kan dursun” şeklinde süslü cümlelerle başlatılan bu süreç tam bir ihanet sürecine dönüşmüştür. On binlerce vatan evladımızın kanını akıtan ve şehit olmasına neden olan bir terör örgütüyle müzakere süreci başlatıp onları muhatap alanlar bu yaşananlar karşısında hala “Çözüm süreci” diyebilecek midir?

Türk milletinden intikam almak amacıyla küresel güçlerin nam ve hesabına çalışan soysuzlar, uzaktan kumanda edilen kirli ve karanlık yüzler son zamanlarda pervasızlıkta yepyeni rekorlar kırmışlardır. Türkiye’nin karşısında bir nevi kutsal ittifak kurulmuştur. Günlerdir sokakları savaş alanına çeviren, yol kapatan, mahkeme kuran, kısaca “ben teröristim” diyen bir zihniyetle masaya oturmak ve müzakere planları yapmak hangi aklın gereğidir? Bilinmelidir ki Türkiye Kamu-Sen, mensuplarının haklarını savunmak için,  kutsallarına sahip çıkmak için, milli değerlerine korumak için dün meydanlardaydı; bugün de meydanlarda gerektiğinde yarında meydanlarda olacaktır. Millet olarak yüreklerimize ateş düşmeye devam ediyor. Türkiye Kamu-Sen camiası olarak başta geçtiğimiz gün şehit olan 3 gencimiz olmak üzere, bu topraklar için toprağa düşen tüm şehitlerimize Yüce Allah’tan rahmet, aziz milletimize başsağlığı diliyoruz” ifadelerine yer verdi.

Ardından grup yolu trafiğe kapatarak, slogan ve Türk bayrakları eşliğinde şehitliğe yürüdüler. Şehitlik önünde toplanan gruptan Artvin Çoruh Üniversitesi Konsey başkanı Ogün Erdem basın açıklamasında bulundu.  Başkan Ogün burada yaptığı açıklamada;  “Şehitlerimizin huzurunda uzun konuşmayacağım. Vicdanlı bireyler olarak burada toplandık. Bizim için dağ, bayır demeden nöbet tutan kardeşlerimizi anlamak adına buraya kadar yürüdük. Bu gün biz rahat uyuyalım diye askerlik görevini yapan ve bu görevi icra ederken şehit düşen binlerce kardeşimize Artvin´de yaşayan gençler olarak buradayız, Artvin’de üniversite gençlerinin sorumluluk sahibi olmadığını söyleyen birtakım insanlıktan nasibini almamış topluluklar ve bu topluluklara sempati duyan insanlar var. Burada siyası değil vicdani sorumluluğumuzu düşünmemiz gerekir. Vatan müdafaası için evlat yetiştiren anneleri düşünmek gerekir. O anneler ki evlatlarını gözlerinden bile sakınarak yetiştirdiler. Peki, sonuç şehit sayısının azlığıyla övünmeye kalkan siyasiler, silahsız ve sivilken haksız ve hadsiz bir ölümle yüzleşen şehitler, vatan sağ olsun deme büyüklüğü gösteren babalar ve birde birkaç gün sonra bu acı gerçekleri unutacak olan insanlar. Geleceğin anneleri, askerleri, doktorları, öğretmenleri burada bizim böyle rahat konuşmamızı sağlayan şehitlerimizde burada yatıyor. Unutmayacağız, unutturmayacağız. Hakkınızı helal edin şehitlerim. Sizle layık olmaya çalışacağız Allah hepinizden razı olsun” dedi.

Ardından şehitlik mezarlığında toplanan grup şehitlerin ruhu için Yasin’i şerif okuttu.