Artvin Tanıtım belgeseliyle başlayan gala programında Sinema Sanatçısı Yılmaz Köksal ve Artvinli Yönetmen Mehmet Yılmaz sinema hayatlarına dair anılarını paylaştı. 

Festivalin düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür ederek konuşmasına başlayan Artvinli yönetmen Mehmet Yılmaz bundan sonraki festivallere de elinden geldiğince destek vereceğini söyledi. Yılmaz senaryosunu kendisinin yazdığı ´Artvin Yüreği´ adlı bir film çekeceğini dile getirerek: “İnanarak gönülden yazdığım bu senaryoyu beyaz perdeye taşıyarak filmin çekimlerine önümüzdeki sene Bursa´da başlayıp Artvin´de devam edip tekrar filmi Bursa´da  bitirmeyi planlıyorum. Ben bu güzel sinemada bu filmi sizlerin karşısına en güzel şekilde çıkartmaya çalışacağım” dedi. 

200´den fazla sinema filminin haricinde ömrünün çoğunu kamera önünde geçiren yaşamının 57 yılı sinemaya adayan sinema sanatçısı Yılmaz Köksal ise Uluslararası 1. Altın Boğa Doğa Filimleri Festivali´nin onur konuğu oldu.

Köksal; “Altın Boğa Film Festivalinin ilkinde bu onuru bana layık gören Artvin halkına ve belediye başkanına teşekkür ederim. Bu bana büyük bir onur verdi. Türk Sinemasının 100. Yılı kutladığımız  bir dönemde ben Türk sinemasına 57 yılımı verdim. Bir ömrün yarısını verdim. Ben her şeye rağmen mutluyum” dedi.

Artvin´in doğa güzelliği karşısında büyülendiğini ifade eden Yılmaz, İsviçre gibi bir çok yere gittiğini oralarda kaldığını dile getirerek Artvin´in dünyada turizm kenti olarak öne çıkan bir çok yerden çok daha güzel olduğunu ifade etti.

Sanat hayatına 1956´da Dormen Tiyatrosunda başladığını dile getiren Köksal ilk filmini 1960 yılında Horasan´dan gelen Bahadır ve Horasan´ın Üç Atlısı isimli filmlerle Cüneyt Arkın´la birlikte çektiğini söyledi.

Köksal konuşmasında “Şöyle bir tarihimize baktığımız zaman Fatih´imiz, Yüce Sultan Süleyman´ımız  bir kez gelmişler Anadolu´muzda ki bütün kaleleri fethetmişler. Bizde Cüneyt´le onların bir kere fethettiği kaleyi en az 10 kere fethettik.”

ÇEKO filminin kendisi için bir dönüm noktası olduğunu söyleyen Köksal “ Hiçbir zaman filmlerde başrol oynamak istemedim. Çok güzel bir rolüm vardı sinemada jönün yanında ki arkadaşı, onun hayatını kurtaran kişi oluyordum. Bir çok teklif geldi baş rol için ama ben hep reddediyordum. O dönem Türk Sinemasının en büyük firmalarından biri olan Erman Film´den teklif gelince durdum. İlk başta kabul etmedim ama en sonunda kabul ettim ve ÇEKO benim ilk başrol filmim oldu” diye konuştu Köksal sinema severlerin sorularına içtenlikle yanıtlar vererek sinema dünyasında ki anılarını Artvinli Sinemaseverlerle paylaştı.

Artvin Belediye Başkanı Mehmet Kocatepe´de Artvin´i kültür sanat ve turizm merkezi haline getirmenin kendisinin bir görevi olduğunu ifade ederek “Artvin buna yeni yeni alışıyor. Gönül arzu eder ki bu salonlar yetmesin binlerce insan bu etkinliklere ilgi göstersin. Bundan sonra Artvin sahip çıktıkça bu tür organizasyonların sayısı artarak devam edecek. Artvin´de her şey zirvelerde yaşanır sevgide, acıda, üzüntüde. Yılmaz abiyi bu yüzden seçtik. Artvin adıyla bir film olsun istiyoruz. Bakıyorsunuz Adana, İstanbul bunun gibi bir çok şehri anlatan filmler var. Tama onlar büyük şehir ama bizde başpehlivan değil ama küçük ortada baş pehlivan olmak istiyoruz. Mehmet kardeşimiz bu tarz bir film yapıyor elimizden geldiğince destek olmaya çalışıyoruz. 

  Festivalimizin devam ettiği bu 5 gün içerisinde sanatla dolu günler yaşadık. Önümüzdeki yıl bunu biraz daha artıralım. Bir altın portakal seviyesinde olmasa da kortejde 40-50 sanatçının yürüdüğü Yılmaz Köksal gibi ağabeylerimizi ablalarımızı  getirip Artvin sokaklarında bir sanatsal şölen olsun istiyoruz. Bu bir başlangıç. Biz kendimiz yetiştirmeye çalışıyoruz. Artvin Kendisini yetiştirmeye çalışıyor” dedi.

Konuşmaların ardından Artvin Belediye Başkanı Mehmet Kocatepe günün anısına konuşmacılar Yılmaz Köksal ve Artvinli Mehmet Yılmaz ile festivale katkılarından dolayı İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş adına kardeşi Ahmet Topbaş´a Altın Boğa plaketini takdim etti.

Artvin Belediyesince, "gelecek nesillere kalıcı ve anlamlı birikimler aktarabilmenin en güzel yolunun sanat ile olacağı" düşüncesiyle ilk kez gerçekleştirilen ve 4 gün süren festivalde, çocuk, genç ve yetişkin kategorilerinde 4´ü yerli 12´si yabancı olmak üzere 16 doğa filmi ve belgeseli sinemaseverlerle buluştu.

Uluslararası 1.Altın Boğa Doğa filmleri festivali galası sosyal sorumluluk projesi olarak ortaya çıkan oldukça geniş kitlelere ulaşmayı başaran Doğa İçin Çal grubunun mini bir konseriyle son buldu.