AÇÜ’den Artvin Cerattepe’de madenciliği üzerine bilimsel araştırma
Artvin Çoruh Üniversitesi tarafından çıkartılan Kampus dergisinin 8.sayısında yine önemli bir konuyu ele aldı. Dünya’da ve Türkiye’de Bakır Madenciliği’nin Durumu ve Artvin Ceratte’deki madencilik faaliyetlerinin değerlendirmesinde bulunarak madencilik faaliyetlerine ilişkin önemli tespitlerde bulundu. Yrd. Doç.Dr. Hasan Eryılmaz, Yrd. Doç. Dr. K. Onur Demirarslan tarafından hazırlanan bilimsel raporda; “Dünya’da ve Türkiye’de Bakır Madenciliğinin Durumu Ve Artvin Cerattepe’nin Değerlendirilmesi. Bakır tarihte ilk defa Kıbrıs´ta rastlandığından tüm dillerdeki isimlerinin Cyprium kelimesinden türediği tahmin edilmektedir [1]. Bakır elementi insanlık tarihinde 10.000 yıllara dayanan geçmişi olduğu bilinmektedir. Su iletimi için çeşitli yerlerde kullanılan bakır borular 5000 yıl önce yine aynı amaç için kullanılmaktaydı [2]. Dünyada bilinen birçok metal zamanla korozyona uğramakta ve yıpranmaktayken bakır korozyona karşı yüksek bir dirence sahiptir. Bakır korozyona karşı diğer metallere göre daha dayanıklı olup eşit şartlar altında 1 mm kalınlığında bakır aynı ölçüdeki çelik levhaya göre 33 kat daha dayanıklıdır [3]. Bakır günlük hayatta çeşitli yerlerde kullanılmaktadır ve bakırın önemi, başlıca aşağıda belirtilen üç nedenden kaynaklanmaktadır:
1. Dünya´nın hemen hemen tüm bölgelerinde bulunması nedeniyle geniş ölçüde üretiminin yapılabilmesi,
2. Elektriği diğer bütün metaller içinde gümüşten sonra en iyi ileten metal olması,
3. Endüstriyel önemi yüksek, pirinç, bronz gibi alaşımlar yapmasıdır.
Dünya üzerindeki bakır ve alaşımlarının kullanım alanları ile yüzdeleri Şekil 1 de verilmektedir [4].
Şekil.1. Bakır ve alaşımlarının kullanım alanları ve yüzdeleri
Bakır elementinin özellikleri ise Tablo 1 de verilmektedir.
Tablo.1. Bakır elementinin özellikleri [5]
Atom numarası
29
Atom ağırlığı
63,546
Atom çapı
2,551 x 10-10 m
Erime noktası
1082,85 0C
Kaynama noktası
2594.85 0C
Oda sıcaklığında yoğunluğu
8,94 x 103 kg/m3
Ergime ısısı
13,26 kJ/mol
Buharlaşma ısısı
300,4 kJ/mol
Bakırın doğada bulunuş şekilleri incelendiğinde az miktarda elemental, genellikle sülfürlü, oksitli ve kompleks bileşikler halde bulunduğu görülmektedir, bakır ürünleri ise tüvenan cevher (maden sahasından çıkmış hali), konsantre bakır cevheri, blister bakır, rafine bakır, katot bakır olarak sınıflandırılmaktadır [6]:
2. ÜRETİM TEKNOLOJİLERİ
Bakır madenciliği açık ve kapalı işletme yöntemleri ile yapılmaktadır. %1-2 Cu içeren sülfürlü cevherler, flotasyon yöntemi ile zenginleştirilmektedir. Bu işlemlerde, cevherdeki bakır genelde %80´in üzerinde metal randımanları ile zenginleştirilerek %15-25 Cu içeren bakır konsantreleri elde edilmektedir. Daha sonra bu bakır konsantreleri konvansiyonel yöntemler ile %99 Cu içeren blister bakır üretilmekte ve daha sonra blister bakır, rafinasyon işlemlerine tabi tutularak elektrolitik bakır üretimi gerçekleştirilmektedir.
3. DÜNYADA BAKIR ÜRETİMİ
Dünyadaki bakır rezervlerinin yoğun olduğu en büyük cevher kuşağı Amerika’nın batısı boyunca Şili’den geçerek Peru, Meksika’dan sonra, Arizona, New Mexico, Nevada, Utah (ABD) ve Kanada’yı içine alan jeolojik bir alandır. Söz konusu bu kuşak üzerindeki rezrvler Batı dünyası bakır üretiminin % 50’sini temsil etmektedir. Porfiri tipi bakır rezervleri aynı zamanda Pasifik halkasının güney-batısı boyunca uzanan kuşak içinde bulunur ki bu kuşaktan geçtiği ülkeler Endonezya, Papua Yeni Gine ve Filipinlerdir. Aynı tip cevherler içeren diğer bir kuşak Avrupa’nın güney-doğusundan İran ve Pakistan’a uzanır. Afrika’daki en önemli rezervler sedimanter bakır kuşağı olarak kıtanın ortasında yer alır [6]. Dünya görünür bakır cevheri rezervlerinin, Cu içeriği olarak 650 milyon ton civarında olduğu tahmin edilmektedir. Bu rezervlerin ülkelere göre dağılımları Tablo 2´de verilmiştir.
Tablo 2. Dünya bakır rezervleri [6]
Ülkeler
Rezerv (milyon ton)
Baz rezerv (milyon ton)
ABD
45
90
Avustralya
7
23
Kanada
10
23
Şili
88
160
Çin
18
37
Endonezya
19
25
Kazakistan
14
20
Meksika
15
27
Peru
19
40
Macaristan
20
36
Rusya
20
30
Zambiya
7
13
Diğer Ülkeler
50
105
Dünya Toplamı
340
650
Dünya bakır madeni kapasitesi 2010 yılında 19,8 milyon ton seviyelerindeyken gerçekleştirilen bakır madeni üretimi 15,9 milyon ton seviyelerindedir. Kapasite kullanım oranı ise %80,4 olarak gerçekleşmiştir. 2010 yılında toplam dünyanın ürettiği rafine bakır miktarı 18,9 milyon ton olarak kaydedilmiştir. Bu üretimin 15,8 milyon tonu birincil bakır, 3,3 milyon tonu ikincil bakır olmuştur. Bölgesel olarak üretimlere bakıldığında en fazla üretimi Asya ve Amerika gerçekleştirmiştir. 2011 yılı itibari ile dünyada toplam gerçekleştirilen rafine bakır üretimi 17,9 milyon tona ulaşmıştır [7].
3. TÜRKİYE’DEKİ DURUM
Alp orojenik kuşağında yer alan Türkiye´de, bakır yatakları dört ana maden kuşağı içerisinde görülür. Bunlardan birincisi ve en önemlisi Makedonya-Balkanlar´dan gelerek İstranca´dan sonra Karadeniz´den geçerek Sinop yakınlarından itibaren Doğu Karadeniz boyunca devam eden, Kafkaslar ve İran üzerinden Himalaya Dağları’na doğru uzanan kuşaktır. İkinci sırada, Kıbrıs üzerinden gelerek İskenderun-Hakkari arasında devam eden ve daha sonra İran´a geçen Güneydoğu Anadolu Ofiyolit Kuşağı yer alır. Üçüncü maden kuşağı, Kıbrıs tipi masif sülfit yataklarının yer aldığı Batı Karadeniz Bölgesi´ndeki Küre yöresidir. İçerisinde Cu-Pb-Zn yataklarının bulunduğu Kuzeybatı Anadolu Bölgesi dördüncü maden kuşağını oluşturur [6]. Türkiye’deki ekonomik bakır rezervleri Tablo 3 de, Türkiye bakır ve ürünleri dış ticareti Şekil 2 de verilmiştir.
Tablo.3. Türkiye ekonomik bakır rezervleri
Tenör
İLİ
İLÇESİ
MEVKİ
REZERV (Bin Ton)
Cu
(%)
Zn (%)
Au
(g/t)
Ag (g/t)
BAKIR
(Ton)
Artvin
Murgul
Damar
2503
1,24
-
-
-
31137
Artvin
Murgul
Çakmakkaya
5714
0,84
-
-
-
47997
Artvin
Murgul
Akerşen
582
2,24
4,70
-
219
13000
Artvin
Merkez
Cerattepe
3900
5,20
-
1,23
25,3
202800
Artvin
Merkez
Seyitler
2465
1,41
-
-
-
34752
Çanakkale
Arapuçuran
1230
1,25
-
-
-
15375
Elazığ
Ergani
Anayatak
600
1,71
-
-
-
12000
Giresun
Espiye
Lahanos + Kızılkaya
2402
2,40
2,42
-
-
57528
Giresun
Tirebolu
Harköy
498
1,90
-
-
-
8740
Kastamonu
Küre
Bakibaba + Aşıköy
12,339
2.05
-
-
-
252950
Rize
Çayeli
Madenköy
10,900
4.617
50
-
-
502490
Siirt
Şirvan
Madenköy
14,500
3.00
-
-
-
435000
Sivas
Koyuluhisar
Kan
964
1.73
-
-
-
16683
Trabzon
Of
Kotarakdere
963
1312,73
-
-
-
12600
Trabzon
Yomra
Kanköy
3,310
1.11
-
-
-
36741
TOPLAM
62,870
2.69
-
-
-
1697204
Şekil.2. Türkiye bakır ve ürünleri dış ticaret grafiği [7]
4. ARTVİN MADEN SAHASI
MTA ve Özel kuruluşların bugüne kadar Artvin İli sınırları içinde yapmış oldukları çeşitli jeoloji ve madencilik çalışmaları sonucunda kayda değer 44 adet bakır-kurşun-çinko, 1 adet demir, 17 adet manganez, 5 adet bakır-molibden ve 5 adet altın yatak ve zuhuru olmak üzere toplam 72 adet metalik maden yatak ve zuhuru belirlenmiştir [8].
Merkez ilçesi Cerattepe mevkiinde yapılması planlanan bakır madeni sahasından bakır madeninin kapalı ocaktan çıkartılması ve Murgul ilçesinde bulunan flotasyon tesisine gönderilerek zenginleştirilmesi planlanmaktadır. Sahanın uydu görüntüsü Şekil 3’ de verilmektedir. Bu sahanın işletilmesi ve yapılacak tesislerle ilgili ÇED (Çevre Etki Değerlendirmesi) raporu 01/04/2013 tarihinde T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na sunulmuştur. Belirtilen ÇED rapor Artvin İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü’nden resmi yollar ile temin edilmiş, incelenmiş, tespit edilen konular sonuç bölümünde verilmiştir.
Şekil.3. Artvin İl Merkezi ve yapılması planlanan maden sahasının uydu görüntüsü
5. SONUÇ
Yapılması planlanan ve yıllık olarak 500.000 ton tüvenan cevher üretecek tesis, 10 ay, 30 gün, 16 saat çalışma programı ile [9], günde 1670 ton maden çıkarıp, zenginleştirme amacıyla, kamyonlar ile Murgul Damar’da bulunan tesise taşıyacaktır. Günlük geliş gidiş sayısı 80 olarak belirtildiğine göre [9], sadece gidiş olarak tek seferde 1670 ton maden cevheri taşınması, her kamyonun 42 ton yükü ile beraber yaklaşık 50 ton gelmesi beklenmektedir. Her gün 40 dolu ve 40 boş kamyon seferine ek olarak demir-çimento gibi diğer taşımalarla birlikte toplam 100’ü bulacak [9] ağır kamyon trafiği, Artvin-Murgul ana yolunu işgal edecektir. Bu durum 16/05/2013 tarihinde T.C. Kalkınma Bakanlığı Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı (DOKAP) tarafından yapılan toplantıda belirtilen “Bölgenin Turizm ile Kalkınma Stratejisi” ne uygun düşmeyecektir. Kamyonların kasalarından yola saçılacak taş ve topraklar, tekerlekler ile taşınacak çamurlar, ana yolu kirletip kayganlaştıracak, kaza ihtimalini arttıracak ve ağır yüklü kamyonların yola yapacağı büyük basınçlar yolu bozacak ve turist ile bölge halkının trafiğini olumsuz etkileyecektir. ÇED raporunda belirtilen yol güzergahları aşağıda verilmiştir [9]:
1.Cerattepe/Hatila Deresi/Y.Mezra/ Lepiskür Deresi/Murgul Damar Tesis 45 km.
2.Cerattepe/Hatila Deresi/Çoruh Marina/Borçka/Murgul Damar Tesis 80 km.
3.Cerattepe/Artvin Köprübaşı/Borçka/Murgul Damar Tesis 77 km.
4.Cerattepe/Zeytinlik/Artvin Köprübaşı/Borçka/Murgul Damar Tesis
Bu güzergahlardan 4. (Cerattepe/Zeytinlik/Artvin Köprübaşı/Borçka/Murgul Tesis) yolunun seçildiği raporda belirtilmektedir. Sözü edilen güzergahta (Cerattepe/Artvin/Borçka/Murgul) bulunan yol, dar ve virajlı olup sürücülerin oldukça zorlandıkları bir yoldur. Bahsi geçen kamyonlar bu güzergahta ek bir trafik yüküne yol açacaktır. Bu araçlar trafik seyir süratini azaltacak, diğer araçların yerli yersiz sollamalarına neden olacak ve trafik kaza sayılarını arttıracaktır. ÇED raporunda belirtilen alternatif yol güzergahlarından [9] ana yol güzergahının kullanılmadığı 1. (Cerattepe/Hatila Deresi/Y.Mezra/Lepiskür Deresi/Murgul Damar Tesis) rotası seçilmelidir. Ancak bu yol için yatırım masrafının çok ve yapım süresinin uzun olduğu belirtilmektedir. Bu yolun yapımı DOKAP toplantısında yapılacağı belirtilen “Yeşil Yol” ile değerlendirilebilir veya havai bir hat ile alternatif bir nakil düşünülebilir. Bu taktirde 2026 yılında kapatılacağı belirtilen işletmenin ardından havai hat turistik amaçlı olarak kullanılabilir.
ÇED raporunda bulunan “Acil Durum Planı”nda [9] olası yangınlarla ilgili detaylar belirtilmiş ancak galerilerde olabilecek en muhtemel patlama ve çökme kazaları ile ilgili hiçbir bilgiden söz edilmemiştir. Bu sebepten dolayı işletmeye ait acil durum planı oldukça yetersizdir. İşçi sağlığı ve iş güvenliği açısından ayrıca çevre güvenliği ve sağlığı açısından sağlam temellere dayanmamaktadır.
Maden işletimi sırasında Cerattepe/Artvin/Borçka/Murgul güzergahını kullanacak olan kamyonların (yaklaşık 100 araç/gün) [9] emisyon hesapları raporda bulunmamaktadır. Hesaplar dolu kamyonların daha fazla emisyon oluşturacağı dikkate alınarak yeniden değerlendirilmelidir. Ayrıca yol güzergahı boyunca egzoz (CO, CO2, VOC, yakıta bağlı olarak SO2) ve diğer emisyonların (toz emisyonları) dağılımları uygun hava kalitesi modelleme programları ile çizgisel kaynak olarak değerlendirilip incelenmesi gerekmektedir. Böylelikle elde edilen dağılım haritaları ile kirliliğin artıp artmadığı, emisyonların hangi yöne doğru dağılacağı anlaşılabilir ve buna göre önlemler alınabilir. Raporda sadece madende çalışacak iş makinelerinin emisyonları hesaplanmıştır. Ancak sadece iş makinelerinin değerlendirilmesi yeterli değildir.
Madenin işletilmesi aşamasında oluşabilecek toz emisyonlarının hesapları yapılmalıdır. Bu emisyonların tahmini olarak belirlenmesi bu tahmine dayanılarak kaynağın alansal kaynak olarak değerlendirilip uygun modelleme programları ile dağılım haritalarının oluşturulması gerekmektedir. Raporda gerekli önlemlerin alınarak toz emisyonlarının sınır değerlerde tutulacağı söylenmiştir. Ancak yapılacak modelleme çalışması ile “En Kötü Senaryo” için gerekli tedbirlerin alınmasını kolaylaştıracaktır. Maden aktivitelerinden kaynaklanan toz kirleticiler içerisinde kaba partikül maddeler önemli bir yer tutmaktadır (yaklaşık %40). Bu partikül maddeler PM10 ve daha büyük boyutlara sahiptirler. Bu kirleticileri meydana getiren aktiviteler genelde kayaların parçalanması, buldozer kazıları, patlatmalar ve yükleme, maden taşıma gibi işlemler ile araçlardır. Ayrıca rüzgarların neden olduğu ve değişik biçimlerde yapılan depolamalardan kaynaklanan toz kirleticiler de mevcuttur. İnce partikül maddeler ise genellikle maden ocaklarında kullanılan araçlardan meydana gelmekte ve madenlerden kaynaklanan hava kirliliğin %5’ini oluşturmaktadır [10].
Partikül maddelerin konsantrasyonları ise yerel jeolojik yapı, maden alanındaki çalışma kapasitesi, alanın bitki örtüsü, yerel nem içeriği, çıkarılan ürünlerin depolama sistemi ve yayılımın ölçeği, ürün depolanan yerin toprak özellikleri, yerel yağış, sıcaklık, nem ve rüzgar hızları ile yönü, operasyon çeşidi ve taşıma yöntemleri gibi unsurlara bağlı olarak değişkenlik gösterebilmektedir:
Raporda, proje sahası içerisinde 50300 adet ağaç kesileceğinden bahsedilmiştir. Proje tamamlandıktan sonra sahanın rehabilitasyonun yapılacağı belirtilmiş ancak kesilen ağaç sayısı kadar ağacın tekrar doğaya kazandırılacağından bahsedilmemiştir.
İşletmede yapılması planlanan beton tesisinde saha, beton hazırlama ve taşıma araçlarının yıkanmasıyla meydana gelecek atık sular içerisinde askıda katı madde ve kimyasallar barındırması muhtemeldir. Ayrıca tesiste yıkamalarla suya yağ ve gres karışması muhtemel olacaktır. Tüm bu olumsuzlukların önlemlerinin alınması gerekmektedir.
Maden işletmesi sırasında yapılacak patlamalar nedeniyle ortaya çıkacak olan titreşimlerin yerleşimlerde ve/veya çevrede oluşturması muhtemel tehlikeleri ve alınacak önlemler tartışmaya açık bir konudur.
Raporda belirtilen bilgiler dahilinde, maden arama ve çıkarma işlemleri sırasında herhangi bir zehirli veya zararlı bir kimyasal maddenin kullanılmayacak olması Artvin İli’nin çevre sağlığı açısından olumlu bir özelliktir.”ifadelerine yer verildi.
|